Azınlık hakları üzerine bir mülakat

azınlık haklarıAzınlık kavramı sizde neyi çağrıştırıyor? Sizce tanımı ne olmalı? Azınlık olmak gündelik ve toplumsal hayatta kişiye bir avantaj mı yoksa dezavantaj mı sağlıyor? Azınlıklara özel uygulamalar haklar olmasını onaylıyormusunuz?

Azınlık kavramı esasında çok büyütülüyor , büyütülüyor derken azınlığıda bir kesime verilip bu büyük kesimin , nispeten diğerlerine göre daha kalabalık olan bir topluluğa göre daha az kalabalık olan bir topluluğun diğeirne göre azınlık olarak nitelendirilip tamamen buna göre yorumlar yapılıyor.Halbuki azınlık esasında en temeline inildiğinde bir birey olarak şahsen ben en küçük azınlığım ve herkes kendince azınlıktır , buna kimse inanmayabilir lakin herkesin kendi siyasi görüşü , dini görüşü ve genetik yapısı itibari ile hiç birimiz birbirimize uymayız ve bu yüzden hepimizin azınlık olduğunu düşünmekteyim.Bazı çevreler ise kendi fikriyatlarına daha yakın kişiler ile oluşturmuş oldugu gruplar açısından bakıp kendi aralarında daha iyi geçinmeleri onların bir topluluk olmasındaki geçici sebeplerdir ve bu sebep bittiği an azınlık diye adlandırılan kesim bu sefer diğer kesime baskın kalacaktır.Buna en güzel örneği Osmanlı İmparatorluğundaki azınlıkları örnek verebiliriz.Osmanlı ülkesinde azınlık diye adlandırılanlar bugün kendi ülkelerinde yaşarken padişahların iskan politikası sebebiyle o bölgelere gönderilmiş kişiler şimdi azınlık konumuna düşmüştür.Esasında azınlığın tamamen sayı ile ölçülmeside yanlıştır.Gerçek azınlık düşündüklerinin , istekelerinin kamu yöneticisine yaptıramayan güçlerin hepsi birer azınlıktır.Buna en güzel örnek ailelerde bir kaç akrdeşten en küçügü olan çocuk her zaman ailenin şıamrık çocugu olarak diğer kardeşlerinin isteklerinin züerine geçip kendisi azınlık iken , sadece kendi keyfi için bir ürün isterken diğer yandan sayıca daha fazla kişi bundan kendisininsa gladıgı faydadan daha fazla zarar görecektir.Bu örneği büyültürsek , kamu hazinesinen nemalanan kişilerin ya da kamuda söz sahibi kişilerin kendi isteklerini kanunlarla legalleştirerek kalabalık kesimleri kanun gücü ile yönetimi altına almaya çalışırlar ve bunda devlet gücü önemli bir erk olması hasebiyle kimse karşı çıkamaz.

Azınlık olmanın bir kişiye ayrı bir özellik verilmesini gerektirmez , lakin devlet erkinin belirli kesimlerden beslenmesi yüzünden devleti yöneten kişilerin kendi seçmenlerine popülist davranmaları yüzünden azınlıklara ayrı birer hak verilmesi uygun görüyorum.Buna da en güzel örnegi eğitim ve din alanında görmek mümkündür.Zira mali konularda kendisine gelir getirecek hiç bir şeye karşı çıkmayan devletler iş din ve eğitim alanına gelince azınlık olan kesime çeşitli baskılar yapmaktadırlar ki herkesin eğitim alması ve dinini özgürce yaşayabilmesi istenilen bir özgürlüktür.Burada da bu özgürlüklerin verilmesi tamamen açıkt oplumla alakalı olmasından kaynaklanıyor.Kapalı toplumlarda halka karşı çok fazla güç gösterisinde bulunan , halkın devletinden daha başka unsurlarla karşı karşıya gelmesi güçleştirilmiş bir halkta bunlar özgürlükler oalrak anılırken , açık toplum yaşamını benimsemiş bir toplumda bu tarz özgürlükler azınlıklara verilmiş bir hak olarak değil toplumda yaşayan herkese verilmiş eşit haklardan faydalanma hakkı olarak karşımıza çıkıyor.İşte bu noktada azınlık olmanın faydası ya da zararı devletlerin ekonomik olmasa da yönetim biçimi olaraktan açık toplum düşünüşünü benimsemiş olması ile alakalıdır.Azınlıklara özel haklar uygulamasını savunuyorum bunu Türk toplumunda savunuyorum , azınlıkları bırakın bu ülkede kürtlerin dahi azınlık olarak görüldüğü bir ülkede 50.000 kişilik bir topluma çeşitli isteklerini yapabilmesi için özgürlükler tanınmalıdır lakin bunlar çıakrken devletin hazinesinden para çıkmasına karşıyım , tıpkı bu azınlıkların istekleri tarzında isteklerin Türkler tarafından yapılması durumunda hazineden para çıkmasına karşı çıktıgım gibi.Şayet Türkiye Cumhuriyeti açık toplum olmayı başarabilmiş olsa idi azınlıklara hakların verilip verilmemesi tartışılmazdı .

Okul yaşamında farklı kültürlerden, dinlerden, ırklardan olan kişilerle benzerliklerinizin mi farklılıklarınızın mı daha çok olduğunu düşünüyorsunuz? İlişkilerinizde benzerlikler mi yoksa farklılıklar mı daha belirleyici oluyor? Okul dışındaki hayatta (eğlence, gezme, çıkma) bu tür farklılıkların ne tür yansımaları bulunduğunu düşünüyorsunuz? Kendi kültürel, inaç veya etnik kimliğinizden dolayı yaşadığınız toplumda farklı davranışlarla muhatap olduğunuzu düşünüyor musunuz.

Okul hayatı sürecinde başka dinlerden ve ırklardan kimselerle birlikte olmam sürecinde insanlar ile hem farklılıklarım hem de benzerlikleirm aynı oranda dikkatimi çekerken birbirlerimizden çokta farkımız olmadıgını düşünüyorum.Sonuç itinari ile insanın insan olmasından dolayı çeşitli özellikler bütün insanlarda aynıdır.Her insan da sevgi, aşk , barış , huzur , düşmanlık , kin , kıskançlık gibi duygular vardır lakin kimilerinde bunlar aşırılık gösterirken kimilerinde ise daha az yogunlukta yaşanabilen duygula oluyor.Hayatımızda bu tazr farklılıkların istanbul gibi bir metropolde yaşamamızdan dolayı çok göze çarpmıyor zira büyükşehirlerde insanlar farklılıklara şılmış durumdadırlar, alışmak zorundadırlar zaten.Kendi kültürel inanç ve etnik kimliğimden dolayo toplumda bana farklı bir davranışta bulunulmadı bundaki en temel sebepte benim her türlü şekilde ülkedeki her türlü kalabalık kitlenin içerisinde bulunammdan kaynaklanıyor , Hem Türk’üm , hem Gencim , Hem müslümanım , Hem Fenerbahçeliyim , bu tazr bütün kitlesel hareketlerde çogunluk kitlesi sınırları içerisine ben istemesem dahi dahil edilecegim için şahsen hiç bir sorunum olmadı.

Size göre devletin din politikalarıhangi prensipler üzerine olmalı? Devlet dini gruplarla yakın ilişkide olmalı mı? Üniversite, devlet kurumları, meclis gibi alanlarda kişilerin dini inançlarını yansıtacak tarzda giyinmelerinin, konuşmalarının laiklik veya sekülerlik açısından sorun teşkil ettiğini düşünüyor musunuz? Devlet okullarda din eğitimi vermeli mi? Vermeliyse hangi koşullar altında bu mümkün olabilir?

Devletin dini olması durumunda ülkede şeriat var olması demektir.Devletin din devleti olmadıgı durumlarda , hiç bir dine yakın olması hoş görülür bir durum değildir zira bu ülkede yaşayan çogunluk olan müslümanların istekleri diğer dinlere göre daha çok önemsenecek ve bu noktada popülizm olarak karşımıza çıkacaktır.Zaten devletin dine müdahale etmesi yadırganacak bir işlemdir.Devletin laiklik özelliğinin yerine de sekülerizm düşüncesinin toplumda benimsenmesini isteirm , zira laiklikte devlet ve din işleri ayır iken devlet gibi güçlü bir kanun yapıcı dine her an müdahale edebilir sekülerizmde ise dinin devlete müdahale etmesi olamayacagından dolayı dinin korunması esastır,Devletin korunmaya ihtiyacı yoktur zira o büytüktür , lakin dini yoke tmek isteyen devletler çok değil 15 seneye kadar nce varken şu an ayakta kalmadılar bu yüzden laiklik yerne sekülerizmin olmasını isterim. Kişsel giyimlerin insanları hiç ilgilendirmediği ve kamusal alan sınırlarında giyim tarzına karışılmasına karşı çıkıyorum zira kamusal alan denilen yer özel mülkiyet sınırlarının dışarısında kalan her yerdir.Benim evim kendi özel mülkiyetimdir ve istersem evime başında hiç saç kalmamış kişileri alma özgürlüğüne sahip iken bir park , bahçe , yolda bu olamaz , bu mümkün değildir zira orası kamusal alandır ve ben oraya müdahale edemem saçları olmayan kişiler parka girmesin diyemem .Üniversitelerde bir kamusal alan olmasından dolayı , ki kamusal alanın tanımını yapmak gerekir , şahsi kanaatime göre vatandaşların vergileri ile yapılan her yer kamusal alandır , askeri bölgeler gibi (ordu evini kastetmiyorum ) güvenlik önlemleir dışında her yere her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı istediği şekilde girebilirler.Bu ülkenin üniversitesinde okuyan erkekelr nasıl terlikle sandalet ile okullarına gidebiliyorlar ise başları örtülü şekilde de bayanalr girebilir tıpkı kimi bayanların tangalarını gösterir şekilde düşük bel pantolon giyip kısa badileri ile okullara girebildiği gibi.Bir kesimin girişini engellemek o düşüncedeki kişileri kendine cephe almak demektir ki devletin bunu yapmaya hakkı yoktur zira devlet herkesin devletidir.

Din eğitimi konusunda ise devletin bunu yapmaması gerekir , lakin bu ülkede din eğitimi verilecek kurum kurulması sırasında insanlar burası şeyhler ülkesi değil diye bagıra çağıra mitingler düzenlemektedir.bu düzenlemenin yapılması gerekir , bugun ben bir bina kiralayıp din eğitimini parasız olarak kendi hayrıma , vergilerini verdigim param ile yaptıgım an kimsenin karşı çıkmaması lazım , bu tür davranışlarda nasıl insanlar bana karşı çıkacaksa işte bu noktada kanun koyucunun asli görevi olan kanun çıkartıp bu tarz önlemleri alması gerekir.Din eğitimi verilmesi sırasında karşılaşılan zorluklar bu şekilde kolaylaşacaktır.Bunun için kanun koyucunun kimseden etkilenmeden kanunu çıakrtıp insanların dinini özgürce öğrenmelerine kanuni yasallık saglanmalıdır.Yalnız din dersinin kaldırılması ahlak dersinin kaldırılmasını gerektirmez.Ahlak derslerinind evam ettirilmesini düşünüyorum.

 

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

12 comments

  1. Kadir diyor ki:

    bence sen de haklısın züleyha.

  2. zuleyha diyor ki:

    ben böyle bıir cümle kurgusu görmedim ne demek istediğiniz anlaşılmıyor bile.

  3. Burak diyor ki:

    saolun cok yardımcı oldu. TSK

  4. amarat diyor ki:

    Zaten şahsi fikirlerimi sundum ve saçma olabilme olasığılı çok, çünkü herkesin fikirleri başkalarına saçma gelebilir.

  5. fth diyor ki:

    saçma buldum azınlık konusunda bu kadar şahsi fikir mantıksız bence …

  6. Nakhar diyor ki:

    işte sizin gibilerin zihniyeti bu kadar YASİN BEY! kafanız dinle allak bullak olmuş anlaşılan..

    ama eminim içinizde bulunan eşcinsel isteğe karşı direnme ya da yaşadığınız kötü anılarınızı bu şekilde bertaraf etme isteği içindesiniz sanırım… sanmıyorum aslında eminim…

    ümmetçi, milliyetçi zihniyetinizin içine tükürdükten sonra kalkıp toplumumuzda azımsanmayacak kadar çok olan sayılarıyla bir grubu görmezden gelmekte sizin haddiniz değildir…

    zira açık kapı bulsa gizliden işinizi halleden, sonra ortalarda erkeğim diye dolaşanlardan hiçbir farkınız olduğunu da sanmıyorum…

  7. Yasin ÇETİN diyor ki:

    Benim aklıma ilk gelen Asr-ı saadetdeki ‘ensar’lar.Eğer ki bir toplum da Din gereken hassasiyetle yaşanıyorsa.Dinden Kastım kesinlikle İslam’dır.Ki diğer dinlerin azınlık konusunda nasıl bir fetva verdiğini bilmiyorum.ne diyorduk:gerekn hassasiyetle yaşanıyorsa kesinlikle bir ayrımcılık söz konusu olamaz.

    Zamanımız da (sözde) yaşanan bu azınlık ayrımcılığı din’in tam olarak yaşanmamasından ileri gelir.Miiletçilik esaslerını benimseyen herkes bu ayrımcılığın bir parçası olup Ümmetçilik esaslarına ters düşen vazifeler içerisindedir.

    Bizi Ümmetçilik esaslarından ayıran zihniyetin şu anda ki durumuna bir göz atalım:Zamanında Fransa bir çok gruplara ayrılmış ve ortalık savaş alanına dönmüştü,Almanya da yaşanan nazi olayları ayrımcılığın zirvesidir.Bir de Avrupa birliği misyonuna bakınız:(haşa) Hepimiz İsa hz.lerinin evlatlarıyız neden kavga edlim ki,gelin birleşelim dendi ve bu birlik oluşturuldu.

    Konuyu uzatmadan sonuca bağlayalım.Ümmetçiliği bilmeyenler milliyetçilikle yanlış yoldadır diyebiliriz.

    Birde Nakhar’ın sözüne değinelim.kadını erkeği ve eşcinseli de bir demiş.Hayır efendim eşcinsel’in bu topraklarda barınmasına izin yok.Gördüğümüz yerde elimizden geleni yapalım gerekirse katledelim.Vaciptir.

  8. Talha Can diyor ki:

    Elinize sağlık,
    muhabbetle…

  9. aytac diyor ki:

    azınlık kavramı yıllardır sorgulanan bir kavram aslında. bir ortak payda ve tanımlama sorunu.

  10. NaKHaR diyor ki:

    bir azınlığın parçası olarak bahsettiklerini anlayabiliyorum… kimse azınlık değil, lazı da bir, çerkezi de, yahudisi de bir, hristiyanı da… kadını erkeği de bir eşcinseli de… bu sadece toplumun beyin yıkamasından kaynaklanan bir durum…

  11. amarat diyor ki:

    merhaba Ece hanım , bu soruları bir üniversitede okuyan arkadaşım bana mail aracılıgı ile sorup ben de kendi düşüncelerimi yazmıştım, size yardımcı olduysam ne mutlu bana.

  12. ece diyor ki:

    azınlıklar konusuna çok güzel değinmişsiniz. aklımızdaki tüm soru işaretleri yok oldu.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*