Cemal Süreya’nın aramızdan ayrılmayışının 20. yılı

Cemal Süreya’nın aramızdan ayrılmayışının 20. seneyi devriyesi diye sözlerine başladı programı sunan beyfendi. Daha sonra Cemal Süreya’nın ikinci yeniler arasındaki önemi ve ikinci yeniler içindeki ayrı durumundan bahsetti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 24 Nisan 2010 tarihinde Yerebatan sarnıcında düzenlemiş olduğu şiir dinletisi tam 19:00’da başladı, 10 dakika Cemal Süreya’nın hayatından ve Türk şiirindeki öneminden bahsettikten sonra Tiyatro Sanatçıları Hümay Güldağ ve Metin Belgin’in sesinden Cemal Süreya şiirlerini dinledik. Yerebatan Sarnıcı olanca sogukluğunda bedenlerimizi titretiyordu. Zira Sıcak bir cumartesi gününe göre giyinmiş bedenlerimiz Yerebatan’ın sogukluğunu Cemal Süreya’nın şiirleri ile bertaraf etti.

Dışarıda bir çok etkinlik olması, Sultanahmet meydanının her zaman kendisine has kalabalığı ve huzurunun yanında az aşağıda Gülhane parkında yürüyüp Sarayburnu’nda simit ile çay içmek, az ileride Eminönü’nde balık ekmek yemek ya da Galata Kulesi’nde kırmızı şarap içmek yerine insanlar Cemal Süreya şiirlerini dinlemek için Yerebatan Sarnıcını hınca hın doldurmuştu.

Hınca hınç demem abartı yaptığımdan değildir. Gerçekten insanlar oturacak yer bulamamalarından mütevellit ayakta izleyen kişiler olabildiğince çoktu.

Bir Cemal Süreya şiir dinletisi böyle bitti.

Cemal Süreya’nın basit cümleler ile nasıl bizleri bizden aldığını tekrar gördük.

O zaman bir Cemal Süreya şiiri okuyup belki Laleli’den belki bulunduğumuz yerden Dünya’ya giden bir insan olalım.

Üvercinka

Böylece bir kere daha boynunlayız sayılı yerlerinden
En uzun boynun bu senin dayanmıya ya da umudu kesmemeye
Laleliden dünyaya doğru giden bir tramvaydayız
Birden nasıl oluyor sen yüreğimi elliyorsun
Ama nasıl oluyor sen yüreğimi eller ellemez
Sevişmek bir kere daha yürürlüğe giriyor
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil

Aydınca düşünmeyi iyi biliyorsun eksik olma
Yatakta yatmayı bildiğin kadar
sayın Tanrıya kalırsa seninle yatmak günah daha neler
Boşunaymış gibi bunca uzaması saçlarının
Ben böyle canlı saç görmedim ömrümde
Her telinin içinde ayrı bir kalp çarpıyor
Bütün kara parçaları için
Afrika dahil

Senin bir havan var beni asıl sarsan o
Onunla daha bir değere biniyor soluk almak
Sabahları acıktığı için haklı
Gününü kazanıp kurtardı diye güzel
Birçok çiçek adları gibi güzel
En tanınmış kırmızılarla açan
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil

Birlikte mısralar düşürüyoruz ama iyi ama kötü
Boynun diyorum boynunu benim kadar kimse değerlendiremez
Bir mısra daha söylesek sanki her şey düzelecek
İki adım daha atmıoruz bizi tutuyorlar
Böylece bizi bir kere daha tutup kurşuna diziyorlar
Zaten bizi her gün sabahtan akşama kadar kurşuna diziyorlar
Bütün kara parçalarında
Afrika dahil

Burda senin cesaretinden laf açmanın tam da sırası
Kalabalık caddelerde hürlüğün şarkısına katılırkenki
padişah gibi cesareti o alımlı değme kadında yok
Aklıma kadeh tutuşların geliyor
Çiçek pasajında akşam üstleri
Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor
Bütün kara parçalarında
Afrika hariç değil.

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*