Devlet baba

Şahıslar ve Kurumlar ilgili kanunların yürürlükte olmasından dolayı çeşitli vergiler verir bu vergilerin tam adedi 55 tanedir.Fakat bunarlın hepsini herkes vermez kişi ve ya tüzel kişilikler yaptıkları işlerin içerisinde vergiyi doğuran olay varsa buna Göre işlem görüp buna göre vergilerini verirler. 

Örneğin bir sigorta şirketi katma değer vergisi vermez iken bunun yerine sadece sigortacıların verdiği ayrı bir beyanname verirler.Çünkü katma değer vergisini doğuran bir işlem sigorta şirketlerinde olmaz, olamaz. 

Gerçek kişiler bir senede kazandığı tutarın yüzde 20 sini tüzel kişiler ise vergi matrahının yüzde 30 sunu devlete vergi olarak verirler.Şimdi bu matrah nasıl elde ediliyor bunun üzerinde biraz duralım.Bir firmanın faaliyet konusundan dolayı yaptığı işlemler üzerinden her mal ve hizmet satışı karşılığında fatura kesme zorunluluğu vardır.Bu kurum veyahut gerçek kişilerin geliridir.Bir de bu geliri elde ederken yaptığı harcamalar vardır.Bunlar bu satışı yaparken satacağı malı yapmak için yapması gereken harcamalardır.Örnek vermek gerekirse bir ayakkabı firmasının ayakkabı imalatı için gerekli olan hammadde ve mamul harcamaları olan taban, yapıştırıcı , deri gibi giderlerin dışında bu malın yapımında ve pazarlamasında çalışan işçiler ve firmaların elektrik , telefon , su gibi diğer bütün gider kalemlerinin toplamının gelirlerin toplamından çıkan tutarı olan miktar artıda ise bu firmada karda demektir ve bu tutar üzerinden ilgili vergi oranı üzerinden vergisini devlete verir. 

  

Tabi yurdum insanı elde ettiği gelirleri tam olarak devlete göstermez iken yaptığı her harcamayı faturalandırıp zarar eder gibi gözükmekte ve devlete hiçbir ödeme yapmamaktadır.Bu firmalar mal satışı yapmadan sürekli harcamalar ile fatura aldığından dolayı bu firmalar kdv ödemezlerken kar elde etmedikleri zararda oldukları için kurumlar ( veya gelir vergisi ) ödemeyip ödedikleri sadece üç ayda bir işçilerinden kesmiş olduğu gelir vergisi , başkası adına ödeme yaptığı gelir vergileri ve işyerlerine ait kiralara ait brüt kira tutarının yüzde 22 si oranında muhtasar beyanname ödemektedir.Zaten muhtasar beyannamede olmasa firmaların başka türlü devlete vergi ödeyeceği yoktur. 

Şimdi burada ortaya çıkan komiklik burada ortaya çıkıyor.Bir firma sahibi bire sene içerisinde neredeyse muhtasar beyanname dışında doğru dürüst vergi vermemekte iken ve harcamalarının hepsini gider olarak gösterip kurumlar ( veya gelir vergisi )ödemeksen bir işçi, ki bu işçi hiç fark etmez asgari ücretli bir işçide olsa evet 488,70 YTL brüt maaş alan bir işçi dahi olsa devlet baba ( sizi gidi paternalistler  ) bu işçisinden yüzde 15 tutarında vergi alır ki bu vergi maaş aralığı artıkça artar artar artar ( tıpkı kurumların vergi matrahı artıkça daha çok vergi alması gibi bkz : artan oranlı vergi sistemi ) ve bu tutar kendisinden kesilir fakat bunu hiç bilemez.Muhtasar beyannamede patronu kendi adına bunu  işçi maaşından kesip beyanname ile işçi adına öderken birde işçiye böyle yukarıdan bakar.Sanki işçiye bir iyilik yapıyor , ona fazladan bir şey yapıyormuş gibi.Oysa bu tutar işçinin maaşından zaten kesilmektedir. 

Bir asgari ücretli işçinin eline gecen tutarı şimdi size ayrıntıları ile yazacağım. 

hr align=”center” width=”100%” size=”2″ />

 

 

Brüt asgari ücret            : 488,70 

İşçi işsizlik ücreti          : 4,89 

İşçi ssk payı                  : 68,42 

Gelir vergisi matrahı       : 415,40 

Gelir vergisi tutarı           : 62,31 

Damga vergisi              : 2,93 

Kesintiler toplamı           : 138,55 

Net ele geçen               : 350,15 

 

 

 

 

Artı işveren sigorta ve işsizlik payları da eklendikten sonra işverene maliyeti bir işçinin 593,77 YTLdir. 

Şimdi burada muhasebecisiyle pazarlık yapıp ben bu sene vergi ödemek istemiyorum ya da şu kadar vergi ödemek istiyorum diyen bir işverenin böyle bir lüksü varken işçi her halükarda her ay bu tutarı ödemek zorundadır.İşçileşirin sıkıntıları da bununla bitmemekte işveren tarafından iş kanununa göre işçiler çalıştığı günden itibaren sigortalı olmalı.Fakat bazı işverenler bu yapılan sigortanın yine kendisi tarafından bahşedilmiş bir hak olduğu olarak göstermektedirler. 

Yanlış olan esasında asgari ücret diye bir kavramın olmasıdır.  Bu tutarının hiçbir realist  yokken bu tutar sadece ssk prim tutarı için yapılmış olacağını sanmıyorum.İktisatta işçi ile işveren arasında fiyat karşılıklı iki tarafın dayanma gücüne bağlı olarak gerçekleşir ve kim daha çok dayanırsa onun istediği fiyata yakın bir denge noktası oluşur işte bu noktada oluşan denge fiyatı işçinin almaya razı olduğu işverenin ise vermeye razı olduğu tutardır.Asgari ücret Bir kişinin işçisine verilebileceği en az tutar olarak gösterilirken şimdi vicdanınıza ellerinizi koyun bununla bir işçi nasıl geçinecek ? Kısa bir hesap yapalım 1,3 *2 = 2,6 YTL + 3,00 YTL yemek parası denilse 5,6 ayda 24 gün işe gittiği varsayılsa 5,6*24=134,4 YTL sadece kendisi işe gidip o parayı kazanmak için harcayacak 350,13 olan net tutardan bu tutarı çıkardığımız da ise ele kalan tutar sadece 215,75.Şimdi bu tutarla bir kişi nasıl ailesini geçirsin ? İşte Devlet kendi eliyle böyle bir tutar belirler ise işçide işvereni haklı görüp devlet baba böyle uygun görmüş en az bu tutar üzerinden gösterebilirsin diye ve işverende en doğal hakkını kullanıp bu tutar üzerinden işçisine maaş veriyor.Esasında piyasada çalışan işçilerin çoğu asgari ücretten daha fazla para alıyorlar bu bilinen bir gerçek fakat bu kişiler işverenlerin sigorta primlerini öderken daha az bir tutarı ssk kurumuna ödemek için prime esas kazancı düşük gösteriyorlar.Böylelikle esasında işçiden de devlet daha az vergi almış oluyor gerçek gösterilse daha çok vergi vermiş olacak devlet.Burada işveren az prim öderken işçide daha az gelir vergisi ödemiş oluyor. 

Devletin kurumlarında gördüğüm en büyük eksiklik denetim mekanizmasının olmamasıdır.Koskoca binalar , bir yığın insan, kalabalık raflar , dosyalar orada burada, fakat denetim işine gelince yok bu noktada devlet kurumları tıkanıyor.Maliye reinanın kapısına gidip ferrariye binen zarar matrah eden şirket sahiplerini yakalıyor.Bunun yeri vergi dairelerine o müdürlerin çağrılması ve uyarılması iken reinalarda lailalarda gidip denetimcikler yapılıyor.Ya Reinaya gitmeyen vergi kaçıran mükellef ? 

Ssk kurumunun böyle kötü bir durumda olmasını da anlayamıyorum.Bu ülkede o kadar kaçak çalışan insan var ki şu an ssk gidip firmaları dolaşsa ve bu firmalara ceza yazsa ssk ihya olur.Ki ssknın yazdığı cezalar asgari ücretin brüt tutarının mislilerce yazıldığı için bir firmanın 1000,00 YTL’den az çıkamayacağı kesindir.Fakat bizim kurumlarımız neler yapıyor hayır denetleme yapıp bu kaçak işçileri belirlemiyorlar sebep ise işverene denetim elamanının eksikliği olarak gösterilmesi abestir bu ülkede o kadar üniversite mezunu insan var al bunların denetimci diye üç ay eğitim ver sal piyasaya kendi maaşlarının bin katını size bir senede geri dönüşümünü yaptırırlar fakat ne yapılıyor ? bunlar yapılmıyor elbette işverenlerin üzerinde olan zaten fazla olan vergi yükü  daha fazla artmasın diye buna göz yumuluyor.Tabi devlet gidip çiftçiye yardım yaparsa , ona buna yardım yaparsa, belirli sektörlere destek verirse esnafta ağlar bana da yardım bana da yardım diye.Fakat ülkemizin şu anki durumda olmasının sebebi de budur Devletin kaynaklarının popülist politikalar ile heba edilmesi ve hazinenin tamtakır kurutulması.Sonuç bu ilken hala popülizmin doruklarına ulaşmadığını sanan siyasilerimiz daha ne verecekler bilemiyorum.İşte bu noktada ağlamayan esnafında sesi böylelikle göz yumarak kesiliyor olsa düşünüyorum. 

Oysa bu ülkede eger işini yapamıyorsan kapatacaksın dükkanını ağlamayacaksın gideceksin başkasının yanında çalışacaksın.Yok eğer ben bu yaştan sonra bunu yapamam diyorsan vergilerinim tam   vereceksin , mal sattığın zaman faturalarını keseceksin , işçilerinin sigortasını tam yapacaksın ödediğin ücret üzerinden primini ödeyeceksin.Eğer hala kar ediyorsan işte o zaman sen ayaktasındır ve tebrik edilecek birisisindir.Küçük işletmelerin bu noktada birleşmesi lazım. Bunu yapamayanlar zaten aile çalışanlarından oluşan küçük birer esnaf olmaktan öte geçemeyip bir 20 yıl sonrasını bırakın 3 sene sonrasında ne olacağını bilemiyorlar. 

 

Üç yıl sonrasının planlamasını yapmayan insanlar ülkenin 50 yıllık kaderi ile oynuyor ve bunu devleti gözünde baba olarak görüp ondan ihsan bekleyerek yapıyorlar.. 

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

5 comments

  1. aliş diyor ki:

    ayrıca bir hastahaneye gittiğimde ssklı olarak insanlık dışı muamelelerde cabası..birkeresinde Cerrahpaşa Nükleer Tıp’ta
    vezneki görevli kan testi ücretimin yazdığı kağıda
    bakıp “devleti ….şu kadar zarara uğrattın “diyerek,aslında o testin parasının benim cebimden çıktığını anlayamayacak kadar cahil olduğunu göstermişti.

  2. aliş diyor ki:

    bu ayki maaş kesintim maaşımın 1/4’ü..
    düşünün ki patronla 1000tl maaş için pazarlık yapıyorsunuz..
    aysonu elinize geçen maaş 750tl.
    bize söylenen ise “daha ne istiyorsunuz sigortanız maaşınız üzerinden gösteriliyor”bunun için dua etmemiz gerekiyormuş..zaten sesimizde çıkamıyorki malum işsizlik..
    bu hangi hukuğa sığıyor?
    he bide bu kesintiler aydan aya değişiklik gösterdiği için hiç bir zaman maaş olarak o ay elinize ne geçeceğini bilmeden yaşıyorsunuz.
    hoş , gelirime kene gibi yapışan vergilerde haklı.
    ben kazanacağımki benim gelirimden kesip gemiler alınabilsin…

  3. nihan diyor ki:

    ben sigotacılık okuyan üniversite öğrencisiyim.bir işe girsem aylık gelirimin tutarı ne olur bilgilendirdğiniz için tşk eder.saygılarımı sunarım

  4. amarat diyor ki:

    Esasında çok haklısınız.Ben kendi fikrimce bir liberal olaraktan devletin hukuk, adalet ve dış güvenlik yani askeriye konularında üzerine düşenleri yapmasının fazlasını yapmasının çok gereksiz oldugunu düşünüyorum.Ama Dvleti Alimiz bunu aşacak devletçi zihniyet kalkıyor yavaşça.Son olarak ssk lı hastaların özel hastanelerde muyane olması bunun en guzel orneklerindendir.Bununla birlikte devlet bu hizmetten dolayı yuzde 40 kara gecmiş daha ucuza mal etmiş ve hastalar sıra beklemeden özel hastanelerde saglıklı ortamlarda muyane olabilme şansını yakalamışlardır.
    Denetim konusundaki düşüncelerim ise var olan düzende yaılabilecek uygulamadır yoksa bende asla ssk bagkur gibi kurumların olmasını istemiyorum.Ha tamam işçinin gelecegi adına bişeyler yapılsın sonradan ortada kalmasın ama bunun içind evletin bişeyler yapması gerekiyorsa sadece ve sadece denetimdir.ışveren işçiye bu hakları veriyor mu diye.Hele baglurdaki durum tam bir rezalet koskoca patronlar gidiyor bagkura para verip daha sonra ondan emekli olmayı bekliyorlar .Oysa ki amerikan life ta çalışan bir tanıdıgım 4 yıl öncesinde şunu demişti sende bin dolar veriyorsun 10 sene ode daha sonrasında ise 10 sene sonunda ya ayda 200 doalr ya da peşin 20.000 amerikan doları veriyor diye.şimdi boyle bir alternatif varken neden insanalr bagkurda 9000 gun prim odesin sigortada 25 sene prim ödesin yaş sınırını doldurmayı beklesin.Prim ödeme suresi doldugunda emekli olabilmek için yaşını beklerken saglık hizmetlerinden faydalanamasın.ışte butun bunlar saçmalıkların ta kendisi.Oysa sizin dediginiz gibi bunlar yerine özel firmalar aracılıgı ile yapılsa bugun sigoırta kurumunun zarar etmesi engellenecek.Bugun benişm de içerisinde bulundugum grup devlet hastanelerine mesela haseki hastanesine gitmeye kalktıgında sabahın 7 sinde gittiginde aynı gun muyane olması o kadar zorki bir kuyruk sanki bedava laptop dagıtıyorlar.Benim zamanında ödenmiş primlerimin bana faidesi ne ? hiç birşey koca bir sıfır.Siz patronunuza bunu diyebilmişsiniz fakt benim meslegimin stajını tamamlamam için mecbur 720 gun sigortalı çalışmam lazım boyle olduktan sonra bende diyecegim aynısını.Çünkü iyi incelendiginde özel kurumlar çok daha karlı oldugu hemen kendini belli ediyorlar.
    Patronunuzun demiş oldugu bunda zorunluluk oldugu çok dogru yapmazlarsa büyük miktarda ceza yerler.Bundada zaman zaman Turkiyedeki ofislerine gittigim frederick neuman foundation ülkemizde bu sorunu yaşamış ve çalışanalrını ssk yaptırmayı unutmuş tamamen kötü bir mali müşavirleri oldugundandır eminim bunun yerine özel şirketleirns aglık guvencesini çalışanalrına yaptırmış ve ülke basınında alman vakıflarının kötü olanalrı ile karıştırılmıştır.ışte prosedörü bilmeyen bazı yabancı kurumlara ne akdar abes geliyordur bilemiyorum bana bile abes gelirken.Önemli olan kişinin saglık ve gelecekteki yaşamını garantiye alma ise bunu yapan kurum ve kuruluşlar varsa devlet neden bunu yapsın ki ? devletin işi gücü yokmu ?
    Yakın zamanda bu ülkenin meclisinde annelerin çocuklarının altını baglarken nasıl bez kullanması ve nasıl baglaması gerekyor diye kanun ya da kanun hukmunde kararname çıkarsa hiç şaşmam.

    ( not : ilk fırsatta özel bir kuruma gidip araştırma yapazam daha sonra buraya yazacagım karşılaştırmalı bir tablo yapacagım.)

  5. Jelezorukov diyor ki:

    Denetim hakkında naçizane fikrim, SSK da dahil olmak üzere asayiş ve güvenlik hariç (eğitim, sağlık, vs.) devlete ait tüm hizmet kurumlarının özelleştirilmesidir. Size SSK’lı bir çalışan olarak fikrimi söyleyeyim. Geçenlerde patronuma, SSK’lı olmak istemediğimi, patronumun SSK’ya adıma yatırdığı parayı bana doğrudan ödemesini önerdim. Fakat, kendisi bana bunun yasadışı bir uygulama olacağını ve sigortasız eleman çalıştırdığı için başının derde girebileceğini söyledi. Ben, kendi hür irademle SSK’dan ne sağlık hizmeti ne de emeklilik maaşı istiyorum. Hepsi onların olsun, ben başımın çaresine bakarım. Fakat gel gör ki, devlet baba benim kendi başıma buyruk hareket etmeme izin vermiyor. Ben sigorta falan istemiyorum. Devlet patron ile işçinin mutabakat halinde aldığı böyle bir karar saygı duymalı. Evet, biliyorum, anormalim ben. Herkes SSK yüzünden patronundan şikayet eder. Ben ise devleti patronuma şikayet edip “Çekilsin artık aramızdan” diyorum. şimdi, devlet çekse elini bu işten, sigorta ve sağlık hizmetini özel şirketlere bıraksa, ben de patronuma X Sigorta A.ş’den emekli olmak istediğimi söylesem veya patron bana dese ki “X Sigorta A.ş olmaz. Personelimizin primlerini Yumuşak G Sigorta A.ş’ye yatırıyoruz, onlarla anlaştık”, ben de işime gelirse patronumla anlaşsam veya anlaşmasam, böbreğimdeki taş yüzünden Bayrampaşa Devlet Hastanesi’nde ultrason için 20 gün sonrasına gün almak zorunda kalmasam, bunun yerine Yumuşak G sigorta A.ş ile anlaşması bulunan Tipitip Tıp Merkezi’ne gidip sıra için fiş almak zorunda kalmayıp insan gibi muayene olsam ve tedavi masraflarını Yumuşak G Sigorta A.ş ödese nasıl olur?

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*