Esas holding şirket analizi

Bu çalışmamda Türkçe’ye ” Kurumsal yönetim” olarak tercüme dilen yönetim anlayışı hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra Esas Holding’in kurumsal yönetim modelini ortaya konulacak ve bu model hakkındaki düşüncelerimi açıklayacağım.  Kurumsal Risk Yönetimi, bir kurumun yönetim kurulu, yöneticileri ve diğer çalışanları tarafından şekillendirilen, kurum genelinde ve stratejiler doğrultusunda uygulanan, kurumu etkileyebilecek olası olayların tespit edilmesi ve risklerin, kurumun risk alma isteği kapsamında yönetilmesi için tasarlanan, kurumun hedeflerine ulaşmasını destekleyecek bir süreçtir.

Kurumsal Risk Yönetimi, çeşitli büyüklükte ve değişik misyonları benimsemiş tüm kurumsal için, stratejik hedefleri, ilgili proje ve günlük operasyonları gerçekleştirmeyi etkileyecek olayların belirlenmesi, ölçülmesi, önceliklendirilmesi ve bunlarla ilgili adımların atılması için geliştiriliş kapsamlı ve sistematik bir yaklaşımdır.

Kurumsal yönetim, herhangi bir şirkette hissedarlar dâhil, şirketin yürüttüğü faaliyetler ile doğrudan veya dolaylı ilgili olan tüm paydaşların hakları ve sorumluluklarını ortaya koymayı amaçlayan bir yönetim felsefesidir. Kurumsal yönetim; şirket üst yönetiminin sahip olduğu güç ve yetkilerin keyfi kullanımının engellenmesi, yatırımcı haklarının korunması, şirket hissedarlarının adil ve eşit muamele görmesi, şirketle doğrudan ilişki içerisinde bulunan menfaat sahiplerinin haklarının korunması, şirket faaliyetleri ve finansal durumu ile ilgili olarak kamuoyunun aydınlatılması gibi nedenlerle uygulanmalıdır. Kurumsal yönetim anlayışının nasıl uygulanacağından önce, niçin uygulanması gerektiğinin iyice kavranması gerekir. Kurumsal yönetimin şirkete sağlayacağı yararlar yanı sıra, şirketle ilişki içerisinde olan paydaşlara ve sonuç olarak ülkeye sağlayacağı çok önemli yararlar bulunmaktadır.

Kurumsal yönetimin başarıyla uygulanabilmesi için şirkete, sivil toplum kuruluşlarına, iş dünyasını temsil eden dernek ve vakıflara, medyaya ve aynı zamanda devlete önemli görev ve sorumluluklar düşmektedir. En başta, şirketin üst yönetiminin kurumsal yönetimin önemini kavraması ve söz konusu yönetim felsefesini kararlılıkla ve samimiyetle uygulaması gerekir.

Kurumsal yönetim, şirket üst yönetiminin liderliğinde yürütülmelidir. Kurumsal yönetim, yüksek organizasyonel performansa ve mükemmel bir organizasyona ulaşmayı hedeflemektedir.

Kurumsal yönetim ilkeler, firmaların iyi bir şekilde yönetilebilmeleri, istikrarlı olabilmeleri ve ülkede ekonomik bunalımlar olsa da firmanın ayaklarının yere sağlam asarak en az hasarla ayakta kalabilmeleri için geliştirilmiş ilkelerdir. Kurumsal yönetim ile firmalar daha da güçlenirler. Güçlü şirketler güçlü ekonomileri, güçlü ekonomiler de güçlü devletleri meydana getirirler.

Kurumsal yönetim özellikle yatırım ve toplum güveninin kazanılmasında en önemli rolü oynamaktadır. Ülkemiz gibi gelişmekte olan piyasalar açısından kurumsal yönetim en önemli maddelerden biridir. Yabancı yatırımcılar açısından da kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanması ülkemizdeki şirketlerin yabancı yatırım çekmeleri için de en önemli göstergesidir.

Ülkemizde hali hazırda hayatını devam ettirmekte olan birçok şirket kurumsal yönetim ilkelerini uygulamak isteyip kurumlaşma denen dinamik süreçte kendi hayatının sürekli bir şekilde devam etmesini istiyor olsa dahi uygulamada bunun zorluklarını atlatamamaktadırlar. Zira yapılması gereken işler sırasında yer alan bir maddenin dahi altı ay gibi uzun bir süre alması kurumsal yönetim ilkelerini uygulama çalışmalarında bulunan kişileri olumsuz etkilemektedir. Bunun için kurumsal yönetim uygulanacak şirketin sahiplerine bunun sancılı ve uzun bir süreç olduğu başlangıçta açıklanmalıdır.

Çalışma Konusunun Önemi Ve Amacı

Çalışma konusu 2000 yılında iş hayatına yeni bir soluk getirerek, Türk ekonomisine katkı sağlamak amacıyla kurulan.

  • Strateji, vizyon ve etkin yönetim gibi sermaye ötesi değerlerin önemine inanan.
  • Projelerinde hissedarlara olduğu kadar topluma sağlayacağı faydalarını da dikkate alan.
  • Genç ve yenilikçi kimliğiyle alışagelmiş holding yapılanmalarından farklı bir çizgide öncü ve lider bir kuruluş olma yolunda ilerlemekte olan.
  • Ortak olduğu, satın aldığı ve yeni kurduğu işlerde farklı yaklaşımlar geliştirerek değer yaratma ve potansiyeli yüksek işlere yatırım yapmakta olan.
  • Şirketlerinde sadece sermaye değil uzun vadeli katma değer yaratmaya çalışan.
  • Kar maksimizasyonu, rekabette kalıcı üstünlük ve en önemlisi sağlıklı ve sürdürülebilir büyüme amacında bulunan Esas Holdingi inceleyeceğiz.

Çalışma Konusunun Kapsamı

Çalışma konusunun kapsamı, Esas Holding Anonim Şirketinin kuruluş ve kısa sürede büyümesiyle birlikte kurumsal yönetim ilkelerini uygulayıp uygulamadığını. Şayet uyguluyorsa bunların açıklanması, kurumsal yönetim ilkelerini uygulama sırasında var olan eksiklikler ve bunların nasıl önlenebileceğine ilişkindir. Esas Holding’in gelişip büyümesi ve kurusallaşması ile ilgili sürecin özetlenmesini kapsamaktadır.

Çalışmanın Yöntemi

Çalışmanın hazırlanması süresince Esas Holdingin Anonim Şirketi’nin yetkililerinden alınan bilgiler, holdinge ait web sitesi, çeşitli web siteleri, ekonomi dergileri, Kurumsal Yönetim Derneği’ne ait çeşitli yayınlar, Türkiye’de faaliyet gösteren çeşitli denetim şirketlerinin kurumsal yönetim ilkeleri ile ilgili yapmış oldukları çalışmalar, uzmanlara ait sunumlar ve Esas Holding hakkında basında çıkmış haberler ve Kurumsal yönetim ve risk dersinde elde etmiş olduğum deneyim ve mesleki bilgimden faydalanılmıştır.

Esas Holding Hakkında Genel Bilgiler

Esas Holding A.Ş 16.08.2000 tarihinde 13-BANKALAR VE FİNANS KURULUŞLARI meslek grubu altında, 64.20.00-Holding şirketlerinin faaliyetleri nace kodu ile İstanbul’da Şevket SABANCI önderliğinde kurulmuştur.

2000 yılında bir girişim sermayesi şirketi olarak kurulan Esas Holding, genç ve yenilikçi yapısıyla alışılagelmiş holding yapılarından farklı bir çizgide ilerlemektedir.

Başarıya giden yolda, strateji, vizyon ve etkin yönetim gibi sermaye ötesi değerlerin önemine inanan Esas Holding, bir projenin, hissedarları olduğu kadar topluma da sağlayacağı faydaları dikkate almaktadır.

Esas Holding’in bir yatırım grubu olarak amacı, gelecek vaat eden iş fırsatlarını değerlendirmek, desteğe ihtiyacı olan işletme ve projelere yatırım yapmak ve sürdürülebilir karlılığı yakalamış büyüyen bir şirketler grubu yaratmaktır.

Kuruluşun ilk yıllarında, alanında öncü ve ilkleri gerçekleştiren şirketlere özel sermaye yatırımları yapan Esas Holding, bugün geldiği noktada, strateji ve iş geliştirme çalışmaları sonucunda uygun gördüğü sektörlerde kendi projelerini de hayata geçirmektedir.

Böylece, hem şirket ortaklıkları, hem satın almalar, hem de kendi bünyesinde yaratılan projelerden oluşan, esnek ve dinamik bir yapı oluşturulmuştur. 5 Ana sektörde 13 şirketi portföyünde bulunduran Esas Holding, sekiz yıl içerisinde 3500 kişilik bir aileye dönüşmüştür.

Holding ülkemizde bulunan birçok alanda yatırımlar yaparak ürün çeşitliliği sağlamakla birlikte pazarda çeşitliliği arttırarak halkın daha çok seçenek içerisinden daha kalitelisini, daha iyisini, daha kendisinden olanı seçme özgürlüğünü sağlaması açısından önemli bir gelişme olmaktadır.

Ayrıca Esas Holding birçok şirkette olmayan kardan çalışanlarına pay verme yoluna gitmektedir ki bunun örneklerini maalesef ülkemizde çok fazla görememekteyiz.

Yönetim Kurulu Başkanı

Şevket SABANCI

1936 yılında Kayseri’de doğan Sabancı, yüksek tahsilini İngiltere’de Bolton Üniversitesi’nde tekstil mühendisi olarak tamamladı. Sabancı Holding’e bağlı tekstil şirketlerinde çeşitli üst düzey görevler aldıktan sonra, 1980 yılından itibaren Sabancı Topluluğu’nu yurtdışında temsil etti. Vaksa’nın kurucuları arasında yer alan Şevket Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili’dir. Sabancı Holding’in bu günlere gelmesinde önemli rol oynayan, Türk sanayii ve iş dünyasının duayeni, Sayın Şevket SABANCI, tecrübesi ve bilgi birikimi ile genç ESAS Holding’in kuruluşuna öncülük etmiş olup halen Yönetim Kurulu Başkanı olarak holdinge yol göstermektedir. .

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Emine S. KAMIŞLI

1966 yılında Adana’da doğan Kamışlı, yüksek öğretimini 1987 yılında The London School of Economics’te Endüstri ve Ticaret Ekonomileri dalında tamamladı ve Londra’da bir süre Willis Corroons reaürans brokerliği şirketinde görev aldı. 1989 yılında Türkiye’ye döndü ve Aksigorta’da Ticaret Müdürü olarak göreve başladı. Aksigorta ve Akhayat Yönetim Kurulu Murahhas Üyeliği ve Sabancı Holding Yönetim Kurulu Üyeliği görevlerinde bulunan Kamışlı, 2000 senesinde bu görevlerinden ayrılarak Esas Holding’i kurdu. Emine Kamışlı, Halen Esas Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığı ve holding bünyesindeki çeşitli kuruluşların yönetim kurulu üyeliği görevlerini yürütmektedir.
Yönetim Kurulu Üyesi
Ali İsmail SABANCI

1969 senesinde Adana’da doğan Sabancı, 1991 senesinde ABD Tuft’s Üniversitesinde Politika ve Ekonomi üzerine eğitimini tamamladı ve 1993 yılına kadar Morgan Stanley & Co. Inc.’da görev yaptı. 1995 senesinde Columbia Business School’da Uluslararası Finans üzerine MBA eğitimini tamamlayarak Türkiye’ye dönen Ali Sabancı, Akbank’ta çeşitli görevlerde bulundu. 1997 yılından itibaren Sabancı Holding Projeler Daire Başkanlığı, daha sonra da Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanlığı görevlerini yürüttü. 2004 yılı Mart ayında bu görevinden ayrılarak Esas Holding’e katılan Sabancı, halen Esas Holding Yönetim Kurulu Üyeliği ve holding bünyesindeki çeşitli kuruluşların yönetim kurulu üyeliği görevlerini yürütmektedir.

Yönetim Kurulu Üyesi
Erhan KAMIŞLI

1964 yılında Adana’da doğan Erhan Kamışlı, California State Üniversitesi İşletme Fakültesi Pazarlama ve Uluslararası İş İdaresi Bölümünden mezun oldu. Çalışma hayatına Exsa’da başlayan Kamışlı, daha sonra sırasıyla Akçimento’da Pazarlama Koordinatörü ve Genel Müdür Yardımcısı-İdari, Sabancı Holding Çimento Grubu Ticari İşler Bölüm Başkanı, Betonsa’da Genel Müdür ve Sabancı Holding Çimento Grup direktörü olarak çalıştı. Ayrıca Akçansa ve Çimsa Yönetim Kurulu Başkanlıklarını yaptı. Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Türkiye Çimento İşveren Sendikası Başkan Vekili, TİSK Yönetim Kurulu üyeliği, Yüzyıl Işıl Eğitim Vakfı Mütevelli heyeti üyeliği ve BJK Yönetim Kurulu üyeliği yapmaktadır.

Yönetim Kurulu Üyesi ve CEO
Osman ÜNSAL

1954 Anamur doğumlu olan Osman Ünsal, orta ve lise öğrenimini Tarsus Amerikan Koleji ve Robert Academy’de tamamladıktan sonra Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler fakültesinden mezun oldu. Yüksek lisans derecesini Pennsylvania Eyalet Üniversitesi’nden alan Sayın Ünsal Citibank Türkiye’de çeşitli görevler almış, Başkan Yardımcısı iken Citibank’tan ayrılmıştır. Interbank, Etibank ve Devlet Planlama Teşkilatı Yabancı Sermaye Başkanlığında üst düzey görevler üstlenen Sayın Osman Ünsal vekaleten Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı görevlerini yürütmüştür. Türk Eximbank Yönetim Kurulu Başkanlığından ayrılan Sayın Ünsal, Sabancı Holding şirketlerinden Pilsa ve Dupontsa da koordinatör ve CFO olarak görev almıştır. Sasa Yönetim Kurulu Başkanlığını ve Avrupa’da grubun çeşitli şirketlerinin Yönetim Kurulu Üyeliklerini yürüten Ünsal, 2000 yılında London Business School “Corporate Finance” ve 2005 yılında Oxford Üniversitesi AMP programlarından mezun olmuştur.

Holding’e Bağlı Grup Şirketleri

Pegasus Hava Taşımacılığı A.Ş.

Pegasus Hava Yolları, 12 adet Boeing 737-800, 2 adet Boeing 737-400 ve 3 adet Boeing 737-500’den oluşan 17 uçaklık filosu ile Türkiye’nin 11 şehrinden, 17 ülke ve 119 noktaya düzenlediği seferler ile Avrupa ve Türkiye’nin en büyük charter hava yolu şirketlerinden biridir. JAR-145, JAR-OPS 1 ve JAR-FCL.1-TRTO sertifikaları ile ISO9001:2000 kalite belgesine sahip olan Bureau Veritas tarafından düzenli aralıklarla denetlenen Pegasus, yüksek uçuş emniyet ve güvenlik standardını korumaya ve yükseltmeye maksimum önemi vermektedir. Pegasus, diğer havayolu şirketlerine uçak kiralama, bakım ve çeşitli eğitim hizmetleri de vermektedir. Ocak 2005’te ESAS holding tarafından satın alınması ile yeniden canlanma sürecine giren Pegasus, 01.11.2005 tarihinde İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan 5 noktaya tarifeli iç hat uçuşlarına başlamıştır.

IZair Hava Taşımacılık Turizm ve Tic. A.Ş.

İzmir tarihi boyunca ticaret yolları üstünde, her zaman kolay ulaşılabilen bir liman kenti oldu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Anadolu’nun batıya açılan kapısı görevini üstlendi. İhracat ithalat merkezliğini başarıyla yürüttü. Her şeyin hız üzerine kurulu olduğu günümüzde, uçak yolu ile ulaşım neredeyse zorunlu hale geldi. Ulaşımda hız, güvenlik ve konfor deyince artık ilk akla gelen yol, havayolları. IZair’in kuruluşu da işte bu ihtiyaçtan kaynaklandı. İzmir’den Türkiye’nin birçok şehrine, dünyanın metropollerine direkt uçuş ihtiyacını karşılamak için.

Esas Hava Taşımacılık Turizm ve Tic. A.Ş.

Bir Esas Holding kuruluşu olan Medair, güvenli ve genç filosu tecrübeli uçuş ekibi ile yolcularına VIP / Hava taksi hizmeti, gezi ve tur organizasyonları, turistik amaçlı turlar fotoğraf ve film prodüksiyon hizmetleri, özel günler organizasyonları, hava ambulansı ve hava kargo hizmetleri sunmaktadır. Kısaca sektöre getireceği yenilik ve farklılıklarla Medair lider olarak faaliyet göstermektedir. Şirket bir adet Agusta A 119 Koala helikoptere sahiptir.

Electro World Turkey – Dixons Stores International plc

Avrupa’nın önde gelen elektronik ürünler perakendecilik grubu DSG International plc’nin (DSGi) markası olan ve DSGi/Esas Holding/ODESA ortaklığı ile Türkiye’de faaliyetlerine başlayan Electro World, kahverengi eşyadan telekomünikasyon ürünlerine, bilgisayar yazılım ve donanımından beyaz eşya ve küçük ev aletlerine, mutfak ekipmanlarından çeşitli aksesuarlara kadar pek çok kategoride geniş bir ürün yelpazesi ve marka çeşitliliği sunmaktadır. Tüketicilerin beklentilerini karşılayacak farklı ürün seçeneklerini en uygun fiyatlarla sunan Electro World; Bursa, Konya, İstanbul ve Ankara’daki toplam 4 mağazası ile hizmet vermektedir.

Alarm Sağlık Hizmetleri San. ve Tic. A.Ş.

Esas Holding’in ve hissedarlarının % 90 hissesine sahip olduğu, on milyon ödenmiş sermayesi ile Türkiye’nin lider acil sağlık hizmeti şirketi MEDLINE 1995’te kuruldu. Genel sağlık hizmetlerinin en kritik alanlarından biri olan acil sağlık hizmetleri alanında 11 yıldır sektörün öncülüğünü yapan Medline, dünyanın en köklü ve saygın akreditasyon kurumlarından Joint Commission International tarafından hizmet kalitesi belgelenerek akredite olan dünyanın ikinci, Türkiye’nin ise ilk acil sağlık hizmeti kuruluşu.

Medline’ın (0 212) 444 12 12 numaralı Acil Sağlık Hattı tüm GSM operatörlerinden alan kodu çevirmeden aranabiliyor ve çağrılar, 365 gün/24 saat İstanbul, Ankara, İzmir’deki alarm merkezlerinde ilk çalışta alarm merkezi doktorları tarafından cevaplanıyor. Her biri doktor, anestezi teknikeri ve ilkyardım eğitimi almış sürücüden oluşan, 9 saat yoğun bakım koşullarını sağlayabilecek iç donanıma ve ekipmana sahip ambulansları ve 400’ü aşkın profesyonel ekibi ile hizmet veren Medline, İstanbul gibi trafiğin yoğun olduğu bir şehirde hastaların %85’ine ilk 15 dakika içinde, %35’ine ise 5 dakikanın altında ulaşabiliyor. Yılda 30.000 vaka gerçekleştiren Medline ekipleri, vakaların %40’ının tedavisini olay yerinde gerçekleştirebiliyor, böylece hastaların gereksiz yere hastaneye götürülmesi sonucu oluşacak maddi ve manevi sıkıntıların da önüne geçiliyor.

Hızlı büyüme ile 5 milyonu aşkın kişiye hizmet taahhüdü olan Medline, önümüzdeki dönemde, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Kocaeli ve Sakarya’nın yanı sıra, Konya, Adana, Antalya, Kayseri, Muğla, Denizli, Gaziantep, Samsun gibi birçok şehirde daha faaliyete geçecek bölge ofisleri ile hizmet ağını genişletiyor.

ER Gayrimenkul Geliştirme ve İşletme A.Ş.

ER Gayrimenkul, Ağustos 2007 de ESAS Holding ve REIT Asset Management Co. Tarafından kurulmuş bir ortaklıktır. Şirket Türkiye sınırları içinde her türlü gayrimenkul alımı işletilmesi, satımı, sahip olduğu bu gayrimenkuller üzerinde proje geliştirilmesi ve inşaatlarının yapılması gibi konularda hizmet verecektir.

Gıdaser Gıda Dağıtım San. ve Tic. A.Ş.

Faaliyet alanı, Ev Dışı Tüketim (EDT) noktalarının ihtiyacı olan “Gıda” ve “Gıda Dışı” ürünleri tedarik ederek, bu ürünlerin yaygın satışını ve dağıtımını gerçekleştirmektir.  Gıdaser, Anadolu’daki orta ölçekli firmalara tescilli markası olan “BONSERVİS” ismi ile ürünler ürettirmekte ve bu ürünleri başta İstanbul olmak üzere Kuzey Marmara bölgesindeki EDT pazarına İstanbul/Ayaz ağa Köyü, Kocaeli/Gebze ve Tekirdağ/Çorlu’da bulunan üç deposu üzerinden 90 çalışanı ve 20 adet çift rejimli kamyonları ile satmakta ve dağıtmaktadır.  Ayrıca, Gıdaser konusunda lider olan CHİMERA (Taze Baharat, Sebze, Salata), MÖVENPİCK (Dondurma), NESTLE MAGGİ (Toz Çorba-Puding ve Bulyonlar), GÜLSAN (Reçel ve Kahvaltılık) ve DORACRESTA (Temizlik Kimyasalları) markalarının tek satıcılığını yapmaktadır. Başlangıç faaliyet alanı Kuzey Marmara’dır.

Orya Organik Yaşam Gıda Tekstil Turizm San. ve Tic. A.Ş.

City Farm ülkemizdeki modern anlamda organik gıda perakendeciliğin kurucusudur.
Tüm organik etiketli ürünleri uluslararası firmalar tarafından sertifikalıdır. Beş adet mağaza ve 110’dan fazla satış noktası ile müşterilerine hizmet veren
City Farm ürünleri ile ülkemizin en büyük market zincirlerinde de tüketicilere ulaşmaktadır.

Esaslı Gıda San. ve Tic. A.Ş.

Çoban Yoğurt İstanbul Bölgesi’nin eski yoğurt ve ayran üreticisidir. Şirketin tanınmış markası “Çoban” isminin en önemli farklığı, doğal üretim ve geleneksel yoğurt lezzetine dayanmaktadır. En önemli yanı butik ve özellikli üretim olan Çoban Yoğurt, Çatalca’da yerleşik olan tesislerinde, günlük ortalama 80-100 ton süt işleyebilir. Peynir üretimine başlayan Çoban ürün gamını genişleterek süt ürünleri sektöründe büyümeye devam etmektedir.

Peyman Kuruyemiş Gıda San. Ve Tic. A.Ş

Ortaklık yoluyla Esas Holding bünyesine katılan Peyman Kuruyemiş, Türkiye çapındaki yaygın pazarlama ağı ile tüketicilerine en kaliteli ürünler sunmaya çalışmaktadır.1995 yılında kurulan Peyman, Eskişehir Organize Sanayi Bölgesi’nde 5400’ü kapalı olmak üzere toplam 10.000 m2’lik tesiste faaliyet göstermektedir. Peyman’ın kalitesi ISO 9001-HACCP belgeleri ile kanıtlanmış ürün portföyü içerisinde, paketli ve açık kuruyemiş, lokum, helva ve ezme gibi ürünler bulunmaktadır.

Esaslı Gıda San ve Tic. A.ş.

Esas Holding Gıda Grubu Kuruluşlarından Esaslı Gıda tarafından, Antalya’da 2008 yılında satın alınan tesislerde, Bonbeef ve Bonservis markası ile üretim 2009 yılı Mart ayı itibariyle başladı. Esaslı Gıda Antalya Et Tesisleri, Antalya Organize Sanayi Bölgesi içinde 10.000 m2’si kapalı, 26.000 m2 alanda üretim yapan tesisin yıllık 7.200 ton üretim kapasitesi bulunmaktadır. Esaslı Et Üretim Tesislerinin kalite, gıda güvenliği ve hijyen konusundaki titizliği ulusal ve uluslar arası belgelerle tescil edilmiştir.

BSK Sağlık Hizmetleri A.Ş.

Birleşik Sağlık Kurumları (BSK), aynı standartta, aynı kalitede ve verimde sağlık hizmeti sunan, ülke çapındaki en büyük hastane zincirini oluşturmak amacıyla Ekim 2007’de kuruldu.  Dünya çapında kaliteli ve çağdaş sağlık hizmetini Anadolu halkına ulaştırabilmek için modern hastaneler kuran BSK’nın bugün, Eskişehir, Kütahya, Aydın, Denizli, Konya ve Adana’da 6 hastanesi ve 1 özel dal merkezi bulunuyor. Ulusal gücünü ve birikimini yerel yakınlık ile birleştirerek büyümeye devam eden BSK, yatırım yaptığı yörelerin en başarılı yetkin hekimleri ve girişimcileri ile ortaklıklar kurarak; hem hissedarları, hem çalışanları, hem de hastaları mutlu edecek bir sistem ve hastaneler zincirinden oluşan bir marka yaratıyor.
Sağlıkta uluslararası deneyime ve ulusal başarı öykülerine sahip, dinamik bir ekip tarafından yönetilen BSK, birikimi ile Anadolu insanına gerek yönetim, gerekse sağlıkta kalite açısından uluslararası standartlarla belirlenmiş hizmet sağlıyor.

Promed Bilgi Yönetim Sistemleri ve Sağlık Danışmanlık A.Ş.

Medline ve Tepe Teknoloji A.Ş. Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek Sağlık Sigortaları ve Sağlık Hizmet Finansmanı yapan benzeri kurumlara hizmet sunmak üzere “Elektronik Sağlık Provizyon Hizmetleri”ni geliştirmişler ve bu sistemin uygulanması amacıyla 1997 yılında Promed’i kurmuşlar. Promed, sağlık enformasyon ve elektronik ödeme sistemleri konusunda Türkiye’nin en geniş altyapısına sahip bilgi yönetim ve danışmanlık şirketidir.

Sigorta kuruluşlarına öncelikle ayakta tedavi, tetkik, ilaç işlemleri ve tüm diğer sağlık hizmetleri için elektronik provizyon ve fatura kontrol hizmeti verilmekte, farklı sigorta şirketlerinin farklı idari ve poliçe kurallarına ve bilgi bankalarındaki kurallara göre çalışılmaktadır.

Şirketin Tarihçesi

  • Ağustos 2000, Esas Holding kuruldu,
  • Aralık 2000, Medline kuruldu,
  • Mayıs 2001, Cityfarm satın alındı,
  • Aralık 2002, Bilkent Holding ile eşit ortaklıkta Promed kuruldu,
  • Ocak 2003, Sporting’e ortak olundu,
  • Nisan 2003, Pan Tarım kuruldu,
  • Kasım 2003, %44 hissesi satın alınarak Renty’e ortak olundu,
  • Ocak 2004, Çoban yoğurt satın alındı,
  • Haziran 2004, Sporting’teki hisselerini satarak ortaklıktan ayrıldı,
  • Ocak 2005, Pegasus Havayolları satın alındı,
  • Nisan 2005, Pan Tarım’daki hisse senetlerini satarak ortaklıktan ayrıldı,
  • Ağustos 2005, Bonservis gıda dağıtım şirketini kurdu,
  • Şubat 2005, %20 hissesini satın alarak IZair’e ortak oldu,
  • Şubat 2006, Medair hava taşımacılık şirketini kurdu,
  • Haziran 2006, Renty’deki hisselerini satarak ortaklıktan ayrıldı,
  • Mart 2007, DSGİ ve ODESA ile ortak olunarak Electro World’u kuruldu,
  • Ağustos 2007, Er Gayrimenkul kuruldu,
  • Ekim 2007, Eren Holding ile ortak olunarak Birleşik Sağlık Kurumları kuruldu,
  • Ocak 2008, Dr. Osman Müftüoğlu ile ortak olunarak CityFarm kuruldu,
  • Şubat 2008, Peyman’a ortak olundu,
  • Mart 2008, Esaslı et entegre tesisleri faaliyetine başladı,
  • Aralık 2008, Fransız bir firma ile GC Gıda’nın %75’ine ortak olmuştur.

Kuruluş

Esas Holding Anonim Şirketi 2000 yılında bir Özel sermaye şirketi olarak kuruldu. Şevket Sabancı’nın aile üyeleri olan kızı Emine Sabancı Kamışlı, Ali Sabancı ve Şevket Sabancı’nın eşi tarafından kurulan Esas Holding, yetenekli girişimcilerin, gelecek vadeden projelerine ortak olmak düşüncesiyle kurulmuş bir şirkettir.

Daha önce Sabancı Holding’de bulunan aile üyeleri Sakıp Sabancı’nın ölümünden sonra işlerde bir değişikliğin olduğunu, kimi kişilerin daha çok öne çıktığını ya da kendilerine haksızlık edildiğini düşündükleri için Şevket Sabancı ve ailesi Sabancı Holding’te hisseleri kalmak şartıyla yönetimden çekildiler ve kendilerini daha açık ifade edecekleri bir yeni oluşuma gittiler.

Açıkçası Sabancı gibi ailelerde bu pekte yaşanan bir olay görülmese dahi Şevket Sabancı’nın ayrılmasından önce de Sabancı ailesinden Sevil Sabancı kendisine ait bir iş kurma girişiminde bulunmuştu ayrıca Demi Sabancı ve Ömer Sabancı da Sabancı Holding yapısından ayrılmıştı. Açıkçası Sabancı ailesinin holdingi kendi bünyesinde bir birlk sağlayamıyor ve bu artık kimi aile üyeleri tarafından kabul edilemez bir noktaya dayanmıştı.

Ali Sabancı’da bunlardan birisiydi. Esas Holding’in kurucularından Ali Sabancı’nın özgeçmişi açıkçası çok parlaktı. Ali Sabancı 1969 Adana doğumlu. 1987-1991 yılları arasında ABD Tufts Üniversitesi’nde politika ve ekonomi üzerine ihtisas yaptıktan sonra 1993’e kadar Morgan Stanley’de finans uzmanı olarak görev yaptı. 1993-1995 arasında Columbia Businness School’da uluslararası finans üzerine MBA eğitimini tamamladı. Türkiye’ye döndükten sonra Akbank Bahçekapı şubesinde müdür yardımcısı oldu. 1997’de Hacı Sabancı Holding AŞ’de Proje Daire Başkanlığı’na, 2001’de ise Strateji ve İş Geliştirme Grup Başkanlığı görevine atandı. Fakat Ali Sabancı lider karakterli birisi olmasından dolayı Sabancı Holding’te bütün istediklerini yapamıyor ve bürokratik işlemlerden dolayı elinin ve ayağının bağlandığı düşüncesindeydi. Zaten Sabancı Holding’ten ayrılmasındaki yeğane sebeplerden birisi olaraktan bunu gösteriyordu ve şunları söylüyordu.

Bürokrasisi çok yoğun olan bir gruptan ayrıldım. Bir gün yeniden dönmem, böyle bir vizyonum yok. Buraya park ettim, sonra geri dönerim diye bir durum olamaz. Ablamın da benim de emelimiz bir gün Sabancı Holding’e döneriz değil. Esas Holding, bizim için bir uğraşı değil, bizim için bir iş. Şimdi işe daha fazla, bürokrasiye daha az zaman ayırıyorum. Sabancı Grubu’nda projelerin mutfağının patronuydum. Onayının patronu değildim. ‘At’ diye bir proje hazırlasam, bunu sunana kadar çok fazla vakit geçerdi. Sunduktan sonra o ‘at’ en iyi ihtimalle ‘zebra’ olarak bana geri dönerdi. Çünkü bir proje konusunda çok fazla insan fikir veriyordu, doğaldır. Sonuçta Sabancı Grubu 15 milyar dolar büyüklüğe sahip bir şirket.

Esas Holding’in kurulmasındaki en önemli sebeplerden birisi de bunun olduğunu düşünüyorum. Sabancı Holding’in büyük olmanın sağladığı birçok avantajın yanında hemen karar alamama gibi birçok sorunla boğuşuyordu. Bu sorunların üzerinden gelecek eğitimli ve deneyimli aile bireylerinin olmasına karşın çeşitli sebeplerden dolayı bunun saplanamaması Ali Sabancı gibi birçok aile üyesini rahatsız ediyordu.

Sabancı’nın hemen karar verememe sonuçlarını Ali Sabancı yukarıdaki sözleri ile gayet güzel özetlemişti. At olan bir proje yönetimden geri gelene kadar zebraya dönüşüyordu. Bunun anlamı, çabuk verilmesi gereken kararlar vardı ve bu bir kişinin üstlenmesi gereken bir proje iken çok fazla kişi fikir verdiği için kimi zaman bu olumsuzluklara yol açıyordu.

Bütün bu sıkıntıları bilen aile kendi holdinglerinde buna izin vermeyeceklerdi ve bu şekilde bir büyüme seçecekleri biliyordu. Bu yüzden holdinglerini özel sermaye şirketi olarak kurdular. Peki, özel sermaye şirketi nedir?

Özel Sermaye Fonu ( Şirketi ) Tanımı

Özel Sermaye Fonu genellikle halka açık olmayan şirketlere doğrudan sermaye yatırımı yapan fonlardır. Ortaklar, çoğunlukla emekli sandıkları, sigorta şirketleri, vakıflar, şirketler ve bireylerdir. Genel ortaklar ilk sermayeyi oluşturup fonu kurduktan sonra, sınırlı sorumlu ortakların fona katılımı ile fonun sermayesi arttırılabilir. Özel Sermaye Fonu belirli bir süre sonunda (genellikle 3-5 yıl) yatırımdan çıkarak sermaye kazancı elde etmek ister. Fonlar büyük veya küçük ortak olarak yatırım yapabilirler. Fonun büyüklüğü ve yatırım tutarları değişkendir   ( 500.000 dolar ile 50 milyon dolar aralığı gibi). Fon oluştuktan sonra fonun belirlediği strateji ve kriterler doğrultusunda yatırım yapılır.

Özel Sermaye Fonunu Risk Sermayesi Ortaklıklarından (Venture Capital Fund)  ayıran temel fark, Özel Sermaye Fonlarının çoğunlukla kurulmuş ve bir geçmişi olan şirketlere yatırım yapmasıdır. Risk Sermayesi ise proje ve fikir aşamasındaki girişimcilere finansman sağlar ve nispeten Özel Sermaye Fonuna göre daha riskli, ancak getirisi de daha yüksek olabilecek, kuruluş (start-up) dönemindeki şirketlere yatırım yapmasıdır.

Özel Sermaye Fonu, şirkete finansman sağlamanın yanı sıra, gerekli olan finansal ve stratejik desteği sağlayarak şirketin büyümesine de katkıda bulunmayı amaçlar. Bu nedenle bu fonlar profesyonel yöneticileri aracılığıyla yatırım yaptıkları şirketlerin gelişimiyle yakından ilgilenirler. Stratejik destek, şirkete yeni bir perspektif sağlamak ve benzer şirketlerden elde ettikleri tecrübeleri diğer şirket yatırımlarında da kullanmak amacıyla Özel Sermaye Fonu yönetim kurulunda söz sahibi olmak ister. Başka bir deyişle fonlar, ortaklıklarını yönetim kurullarında çeşitli haklar alarak güvencede tutmak isterler.

İşte Esas Holding’in büyüme stratejisi buydu. Geçmişi olan şirketlere yatırım yapmaya karar verdiler ve işlerini sektörde bulunan geçmişinde herhangi bir itibar sorunu yaşamamış ve finansalları iyi olan firmalara, gelecek vaat ettiklerini düşündükleri şirketlere yatırım yaparak büyümeye yöneldiler. Esas Holding’in bir şirkete yatırım yapabilmesi için tek bir unsur vardı o da şirketin kendilerinin gelecekte başarılı olabileceklerini Esas Holding’e gösterebilmek.

İnandırın Projenize Para Bulun

Özel Sermaye Şirketi ‘Private Equity’ olarak kurulan ve Türkiye’de ‘Risk sermayesi’ olarak bilinen yöntemle yatırım yapan Esas Holding, sağlık, organik tarım, spor perakendeciliği ve yüksek teknoloji alanlarında yatırımlar yapmaya başladı. Bazı yatırımlarda azınlık hisse sahibi de olabilen Esas Holding genellikle diğer bir stratejik ortak ile birlikte hareket etmeyi tercih ediyor. Esas Holding, başarılı olmuş, güçlü fizibiliteye sahip, büyüme potansiyeli yüksek şirket ve sektörleri araştırıyor.

Holding’in yatırım için genel kriterleri de şöyle:

  • Sektörünün önde gelen kuruluşlarından biri olmak,
  • Bir markaya sahip olmak,
  • Operasyonel faaliyetlerini sürdürüyor olmak,
  • Arkasında güçlü bir isteklendirme, girişimcilik yönetimi bulunmak,
  • Genellikle orta ölçekli ve büyüme potansiyeli yüksek olmak,
  • Büyüme hedefleri için desteğe ihtiyaç duymak.

Holdingin büyüme stratejisi olarak Özel Sermaye Şirketi olmasının kendisine sağlamış olduğu birçok avantaj var. Bu avantajı kullanmak için yatırım yaptığı şirkette sağlayacağı diğer faydalar aşağıdaki gibidir.

  • Yeni düşüncelere açık ve ileri görüşlü yönetim
  • İçinde bulunulan sektörde belirgin rekabetçi üstünlük
  • Pazarda özel bir yere sahip olma
  • Tüketici trendlerinden faydalanma
  • Şirketin gelişim aşamasına bağlı olarak yakın ve orta vadede yüksek ciro ve kazanç artışı potansiyelinin olması
  • Hızlı büyüme, cazip fırsatlar, rekabet azlığı gibi cazip sektör dinamikleri
  • Ortaklıktan sağlanacak fonun uygun kullanımı ve cazip bir gelecek hikâyesi
  • Yatırımcının yatırımının belli bir süre sonra geri dönüşü için uygun planların ve stratejilerin olması.

Holding kuruluş aşamasında nasıl bir büyüme stratejisini ülkemiz içinde geçerli olabilecek bir şekilde karar vermiş ve bunu adım adım istikrarlı bir şekilde gerçekleştirmiştir.

Esas Holding’in yönetim planlarında işi en iyi bilenlerle ortaklık yoluna giderek yeni bir sektöre girmekle karşılaşılabilecek çeşitli riskleri daha önceden bu sektörü bilenlerle çalışarak sıfıra indirerek çok önemli bir adım atıyor.

Esas Holding’in büyüme stratejisinde daha önce Dünya’nın çeşitli şirketlerinde gördüğümüz üzere her daim ben en büyük paya sahip olayım, azınlık payına sahip olmam gibi bir düşüncesi olmamıştır. Geçmiş yıllarda Swissair’de görmüş olduğumuz gibi çeşitli birleşmeler ve satın almalarda hâkim güç olmak adına yanlış kararlar veren ve dünyanın sayılı şirketlerinden birisi olan Swissair’in hatasına düşmemiş bir şirket olarak önümüzde durmaktadır. Buna en iyi örneği yine havacılık alanından verirsek Esas Holding’e ait Pegasus Havayollarının 2007 yılında İzmir merkezli olan ve amacı İzmir’i uçurmak olarak belirlemiş olan İZair’in yapmış olduğu sermaye artırımı ile Esas Holding, İZair’in yüzde 20 hisse ile ortak olmuştur. Bu ortaklıktan İZair yöneticisi Ekrem Demirtaş’ın şu sözü ile ne kadar memnun olduklarını görebiliyoruz.” Esas Holding’in bu çok önemli projeye ortak olması, İZair için, İzmir için çok önemli bir katkıdır.

Şirketin diğer ortaklıklarından kısaca bahsedecek olursak şirketin Toyota’nın en eski bayilerinden birisi olan Derindere Otomotiv ile araç kiralama işine girmiş olmasıdır. Derindere Otomotiv firması hâlihazırda 1998 yılından itibaren Derin Var Rental adı altında faaliyette göstermekteydi. Esas Holding şirketlere uzun süreli araç kiralama işine girmek için Derindere firması ile birlikte Desas Ticari araçlar kiralama servis ve ticaret A.Ş.’yi kuruyor. Şirketin amacı önce pazarlamayı yapıp daha sonra araç alımı yaparak sağladıklarını belirtiyorlar. Desas’ın marka adı olaraktan Renty ismini kullanıyorlar. Esas Holding firmaların Leasing işlemlerinden sağladığı faydanın kanunlarda yapılan değişikliklerle çok makul olmadığından dolayı şirket bu işe yönelmiştir. Burada da holding yine işinin uzmanı olan ve hali hazırda 4.000 araçlık dev bir filoya sahip Derindere’nin uzmanlığından faydalanarak bu işe girdi.

Firmanın yönetimdeki başarısını Renty markasında oldukça iyi görmekteyiz. Zira şimdi bu şirketi holding yönetimi 2006 yılında Arap sermayesine sattılar. Kurulduktan 2,5 yıl gibi kısa bir süre zarfında dolar bazında değeri 1’e 3 verdi ve holding şirketi Araplara satarak oldukça büyük bir başarı sağladılar.

Zaten Holding’in amacı da kimi şirketlere ortak olup, bu şirketlerin kurumsal yönetimdeki eksikliklerini tamamlamak ya da finansal açıdan uzun soluklu bir kaynak sağlamak ve şirkete ortak olduktan sonra şirketin kara geçtiği noktada şirketlerin değerlerini arttırarak değer artışından sağladığı faydayı kara geçirmekti ve bunu Renty ile gerçekleştirmiş oldu.

Esas Holding yönetim kurulu başkanı Emine Kamışlı’nın şu sözü ülkemizde bulunan şirketlerin kurumsal yönetime ne kadar ihtiyaç olduğunu bizlere göstermektedir.

“Bazı şirketler para istemiyor ama kurumsal yönetim talep ediyor. Uzun vadede ayakta kalmak için sistemin gelişmesi lazım. Kriz rüzgârından etkilenmemek için gerekli.”

Esas Holding tüm bu büyüme stratejisinde küçük ortaklıkların bazılarından çıksa dahi başladığı noktadan itibaren bugün çok daha farklı bir konumda zira Holding yönetimi kendisini Türkiye’nin ilk 3 Holdinginden birisi olmayı hedeflerine almışlar bile. Havacılığın yanı sıra özellikle gıda, sağlık, perakende ve gayrimenkul sektörlerinde de büyümeye devam ediyor. Bu yönetim becerileri rakamlara da yansımaya başladı. 2006’da 500 milyon Tl olan ciro 2007 yılında 700 milyon TL’ye çıktı, 2008 yılında ise hedefleri 1 milyar TL idi.

Holdingin yönetim biçimde karar alma mekanizması çok hızlı gerçekleşiyor. Bu konuda Ali Sabancı şunları söylüyor.

” Evet, burada her şey çok hızlı ama ortada dolaşan dosyalar yok. Şevket Bey hep burada, Emine Hanım yan odada. Bürokrasi yok. Kararlar çok hızlı alınıyor.”

Holding yönetimi ile ilgili Emine Kamışlı’nın görüşü ise şu şekildedir.

” Biz şu anki yönetim yapımızda Şevket Bey başımızda, Ali Bey, ben ve takım arkadaşlarımız güzel bir ahenk içinde gidiyoruz. Esas Holdingin bir özelliği var o da her konunun başındaki arkadaşın yetkili ve etkili olması.”

Holdingin yönetim kademesinde tam bir birli oluşturulmuş şekilde. Bunun bir örneği de yönetim kurulu üyesi olan Ali Sabancı’nın ” tık ” yok, ” caz “, var. Yani ” yaptık ” yok ” yağacağız ” var. Bu şekilde ekip çalışmasına, yönetim kurulunda bulunan kişilerin fikirlerine ve grup şirketlerinde çalışan genel müdürlere ne kadar çok güvendiklerini. Sürekli onlarla koordineli olduklarını gösteren bir sözdür.

İCRA KOMİTESİ

Esas Holding faaliyetlerini devam ettirirken şirket yönetiminde bir icra komitesi oluşturmuştur. Bu komiteyi oluşturmalarından en önemli sebeplerden birisi Holdinge bağlı şirketlerde yer alan alan çeşitli yöneticilerin holdinge sağlayabilecekleri katkıları çok daha kısa zamanda yönetime ulaştırma gibi bir amaçla kurulmuştur.

İcra komitesinde yer alan kişiler şunlardır;

  • CFO İnan Tanrıöver
  • Gıda grup başkanı olarak Ş. Ayhan Sümerli
  • Perakende grup başkanı H. Çağatay Özdoğru

Yöneticilerin Güveni

Esas Holding’te yer alan bir diğer özellik ise yeni kurulmuş bir holding olmasına karşın şirketin sahiplerinin herkes tarafından tanınıyor olması Holding için önemli bir fırsat olmuştur. Bunun en iyi örneğini yöneticilerden Adnan Çağlayan göstermiştir. Adnan Çağlayan’ın Holding’e girişi şu şekilde olmuştur.

30 yıllık iş hayatının 18 yılının İş Bankası ve iştiraklerinde geçtiğini söyleyen Adnan bey, “12 yıl Şişecam Genel Müdürlüğü yaptım. 4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdik. Bütün fabrikaları en üst düzeylere getirdik ve emekli olduk. Şevket Bey (Sabancı) ‘gel birlikte çalışalım’ dedi. Bu da benim için büyük şerefti ve geldim. Emine Hanım ile çalışıyorduk, Ali Bey de katıldı. Bütün yatırım bilgimi buraya taşıyacağım. Önümüz çok açık.”

Yine üst düzey yöneticilerden Ahmet Arsan’ın Holding’e katılış sürecinde şu sözleri manidardır.

“Benim ihtisas konum gıda ama Yaşar Holding’te diğer şirketlere de baktım. Yeniden yapılanma, şirket stratejilerinin oluşturulması, büyüme, markalaşma konularında tecrübelerim var ve Esas’ta da katkım bu yönlerde olacak”. Arsan, Esas Holding’i seçmesinin nedenini de “Burada yepyeni bir heyecan var. Farklı işler, yeni işler yapmak istiyorlar. Bu girişimcilik ruhu beni çekti. Yalın sade bir çalışma ortamı var.”

Esas Holding’te gördüğümüz üzere çeşitli komiteler kurulmuştur. Yine bu komitelere tam güvenen bir yönetim kurulu ve bu yönetim kurullarının faaliyetlerini inceleyen aktif bir yönetim kurulu bulunmaktadır. Yönetim kurulunun hemen karar alabilmesi grup için çok önemlidir.

Esas Holding’in en önemli şirketlerinden birisi Pegasus havayolları, 12 milyon euro’ya alınan şirket alındıktan sadece bir yıl sonra 13 milyon euro kar eden bir şirket haline gelmiştir. Bunu yaparken Ali Sabancı’nın etkisi çok fazladır. Ali Sabancı’ya göre insanlar uçağa binerken amaçları sadece istedikleri yere gitmez. Bunu yaparken şayet ek olarak verilen yiyecek ve suları parasız verirsem bunları uçuş maliyetlerine eklemem gerekecek. Bu ise amacı sadece istediği noktaya gitmek isteyen kişilere ekstra bir yük getirecektir. Bunu gören Ali Sabancı Pegasus’ta bunu sağlayarak şirketin gelişimini sağlamıştır.

Pegasus yönetiminde iken 2006 senesinde yabancı hava yolu alma projelerine girmiş olan şirket 2009 yılında Air Berlin firmasının yüzde 15,3 oranında bir kısmını satın alarak 2006 yılında hedeflediği amacına 3 sene gibi bir süreçte başarmış ve Air Berlin’in en büyük hissedarı haline gelmiştir.

Air Berlin, 124 uçağı ile kıta Avrupa sının 5. büyük havayoludur ve dünyanın 5 değişik kıtasında, 41 değişik ülkeye ve 132 değişik noktaya uçuş yapmaktadır. Air Berlin yolcu taşımacılığının yanı sıra kargo ve bakım hizmetleri alanlarında da faaliyet göstermektedir. Air Berlin 2008 yılında 28 milyon 559 bin 220 milyon yolcu taşıyarak 3.4 milyar ciroya ulaşmıştır.

Esas Holding’e ait gelirlerin yüzde 70 lik bir kısmı Pegasus Havayollarından gelmektedir. PEGASUS Havayolları’nın Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı Ali Sabancı, Genel Müdürlüğü’nü ise Sertaç Haybat yürütmektedir.

Pegasus’un ve Esas Holding’in başarısı Ali Sabancı’nın şu sözünde yatmaktadır.

“Türkiye’de 7 yüz civarında otobüs firması bulunuyor. Geçmişte seyahat pastasından yüzde 80 pay alan otobüs firmaları artık kendilerine yeni iş modelleri tarif edecekler. Mesela uçuş olmayan illerden uçuş olan illere seferler düzenleyecekler. Pegasus ile çok riskli bir sektörde oldukça önemli atılım yapıyoruz. Birinci önceliğimizin ’emniyet’ olduğunu vurgulamak istiyorum. Vatandaşa ‘güven’ duygusunu aşılamayı hedefliyoruz. Bu sektör çok riskli. Devlet özel havayolu şirketlerine destek vermez. Sadece düzenleme ve denetleme yapar. Aslında bu da bir destektir. Çünkü bir yerli şirketin hatası bütün Türkiye Cumhuriyeti havayolu şirketlerini etkiler. Pegasus’un 800 milyon dolara yeni uçak alabilen ve 15 yıldır operasyonu aksamayan bir şirketiz. Ege’den başka yerlere de uçabiliriz.”

Bu cümleden anladığımız kadarıyla firma riskli bir alanda faaliyet gösterdiğinin farkında. Salt bütün bu olayların gelişim sürecinde yönetimin riskîn farkında olması firmanın tepe taklak olmasını önleyecek bir adımdır. Ayrıca firma kanun koyucu olan devlet ile arasındaki ilişkiyi çok iyi biliyor. Devletin kendileri için ne kadar önemli olduğunun farkında. Zaten Pegasus gibi özel havayolları işletmelerinin son yıllarda çoğalması, uçuş yapan kesimin sadece ülkenin zengin, elit kesiminden çıkıp halka inmesi devlet’in yaptığı çeşitli uygulamalar sayesinde olmuştur. Bu açıdan sektör olarak devlet ile ilişkisinde nerede duracağını iyi bilen. THY gibi dünyaca tanınan bir firma ile rekabet ederken, THY bizim ağabeyimiz diyecek kadar da kendi yerini bilen, gören bir firma olması hasebiyle Pegasus yolunda emin adımlarla ilerleyecektir.

Çalışanlar Hakkında

Karın Yüzde 10’u Çalışana

Pegasus’un 2005 yılına ait vergi öncesi karının yüzde 10’unu, şirkete en az 3 yıl emeği geçen personele prim olarak dağıtılıyor. Ali Sabancı, “Pegasus’u Ocak 2005’te 12 milyon Euro’ya satın aldım. Bu 12 milyon Euro’nun tamamını hemen hemen geri aldım. Bu başarıda Pegasus Ailesi kavramını oturtmamız etkili oldu. Çalışanlarımız şirketlerini kara geçirmeye odaklandı” diye konuştu. Pegasus Yönetim Kurulu Başkanı Ali Sabancı ile Pegasus’u satın almasının ardından yaşananları ve ileriye dönük hedeflerini konuştuk.

Pegasus Esas’a Geçince Ne Değişti?

Pegasus 2005 Ocak’ta devralındı. 2013’e kadar yatırım planı yapıldı. 800 milyon dolarlık uçak bağlantısı yapıldı. 14 uçağı vardı ve cirosunun yüzde 97’si charter’dandı. Hiçbir zaman kendi müşterisini taşımamış. Biz Kasım 2005’ten itibaren iç hat tarifeli seferlere başlandı.. Müşteri hedefi değişince tepeden tırnağa her şey değişti. İş yapış tarzımızdan pilot ve kabin anonslarına kadar her şeyi yeniden yazıldı. 2005 Ocak sonunda devralınan şirkette, mart ayında kazanç paylaşım sistemi açıklandı. 2005 vergi öncesi karımızdan çalışanlara, yüzde 10 dağıtıldı. Ali Sabancı’ya göre, yeni işlere girebilmek için Pegasus Ailesi kavramının oturtulması gerekiyordu. Bu şirketin başarısı, tek hedef koyup bu hedefe birlikte koşmak.           Şirket kar dağıtımını yaparken belir bir planlama ile yapmış. Şirkette çalışan kişilerin 3 yıl çalışmış olması koşuluyla çaycısından pilotuna kadar herkes kendisine olan payı almış bu şekilde çalışanlar arasında huzursuzluk çıkmamıştır.

Şirket bunun faydasını görmeye çok erken bir zamanda başlamış. Örneğin, şirketi devralındıktan üç ay sonra yakıt fiyatı çok büyük oranda arttı. Charter’da yakıttaki artışı fiyata yansıtılamıyor. Artışın şirkete menfi etkisi 12 milyon dolardı. O zaman kar paylaşımını açıklanmıştı. Yakıtı daha az kullanma yollarını aranıldı. Kabindeki çalışan çalışanların önerisiyle uçaktaki 7 fırından 2’sini çıkartıldı. Ağırlık azaltıldı. Daha yüksekten uçmaya başlanıldı. 1.8 milyon dolar tasarruf sağlandı. Charter uçuşlarındaki yemek tepsilerinin ağırlığı azaltarak 460 bin Euro tasarruf edildi.

Şirket son günlerde ise Sabiha Gökçen Havalimanı işletmesi için yine sektördeki deneyimli firma olan TAV ile birlikte hareket edip havalimanı işletmesi işine girmeyi planlamakta. Görüldüğü üzere firma çok farklı sektörlerde yer alsa dahi sonuç itibariyle cironun büyük bir bölümü elde ettiği havacılık alanına ayrıca bir önem vermektedir. Bunu yaparken de Swissair gibi küçük ortaklarla değil, TAV gibi Türkiye’de ve Dünya’da birçok havalimanının işletmesini sağlayan dev bir firma ile ortaklık yoluna gitmektedir.

Tüm bunlar sağlanırken Pegasus filosunu geliştiriyor ve yenileştiriyor. Firma Türkiye’nin en geniş filoya sahip özel havayolu kuruluşu olma yolunda ilerliyor.

Esas Holding ve Kurumsal Yönetim

Esas Holding yönetim biçimi sebebiyle aslında birçok aile şirketinden daha farklıydı. Bunda şirket yöneticilerinin Sabancı Holding gibi köklü bir Holding’te yöneticilik yapmış olmalarının katkısı çok fazladır. Esas Holding faaliyetlerini son derece profesyonelce yürütüyor. Holding yönetim kurulunun iştirakler ve bağlı ortaklardaki yöneticileri seçme kriterleri ve bilmedikleri sektörlere giriş yaparken o sektördeki deneyimli kişilerle çalışmış olması ve şirketlerle arasında duygusal bir bağ kurmadan yeri geldiğinde satabilmeyi düşünmeleri yönetimin bir başarısıdır.

Esas Holding’in kurumsal yönetim ilkelerine uyumu ülkemizde görülen diğer aile şirketlerine göre çok daha uygundur fakat yine de tam manasıyla Esas Holding’in kurumsal yönetim ilkeleri ile yönetildiğini iddia etmek oldukça iddialı bir söz olacaktır.

Holding bünyesindeki şirketlerin her birinin ayrı bir yönetim kurulu ve genel müdürü bulunması, bütçe çalışmalarının yapılması ve buna ilişkin şirketlerin gelecekle ilgili öngörülerini Holding bünyesinde asıl karar vericilere fikirlerini aracısız söyleme noktasında bir gelişmişlik göstermektedir.

Holding gelirlerinin yüzde yetmişlik bir kısmının Pegasus havayollarından geliyor olması Holding açısından olumlu gibi gözükse dahi kurumsal yönetim açısından oldukça olumsuz bir gerçekliktir. Zira kurumsal yönetim ilkeleri ile şirketlerin bugün var olan karlarından ziyade gelecekteki karlılıkları daha önemlidir. Yani şirketin bugün büyük karlar yapması önemli değil bunun yerine şirketlerin faaliyetlerini yöneticilerden ve şirket sahiplerinin kişiliklerinden ayrı bir şekilde uzun yıllar devam ettirebilmesidir. Bunu sağlayamayan şirketlerin geçmişte nasıl yıkıldıklarını daha önceleri gördük. Bu noktada Esas Holdingin bir eksikliği Pegasus’un çok gelişmiş olmasıdır. Bu kötü bir durum değildir. Fakat havacılık alanında yaşanacak herhangi bir kriz ya da devletin ya da devletlerin birbirleri ile olan ilişkilerinde sivil havacılığa yapacağı çeşitli uluslar arası ya da ulusal anlaşmalar Pegasus’un ve dolayısıyla Esas Holding’in hayati varlığını yok edecek derecede bir darbe vurabilir.

Bunun için diğer işlerine de ağırlık vermesi ve Holding bünyesinde yer alan diğer şirketlerin de nasıl olsa buradan da bir miktar kazanıyoruz denilerek diğer şirketlere Pegasus’tan daha az önem verilmesi büyük bir risk unsurudur.

Ayrıca Esas Holding gibi başlangıçta Risk sermayesi şirketi olup daha sonraları bir yatırım holdingine dönen firmada Risk komitesinin bulunmaması büyük bir eksikliktir. Her ne kadar yönetim kurulu toplantılar yapıp geleceğe dair öngörüleri olsa dahi Holding’in mal alışlarının yüksek bir kısmının yabancı para cinsinden olması ve ülkemizde daha önce yaşadığımız devalüasyonlar gibi çeşitli olaylar karşısında riskleri herhangi bir şekilde ölçümlenememekte, en azından bunu yönetim kurulu kendi bünyesinde yapmakla sınırlı kalmaktadır.

Oysa olması gereken Holding bünyesinde bir Risk komitesinin kurulması ve belirli aralıklarla yönetim kuruluna raporlar vermesidir. Holding iştiraklerinde çalışan, bu tarz kararlar alıp raporlama yapabilecek oldukça bilgili yöneticiler bulunmaktadır. Fakat burada bunun eksikliği hemen gözümüze çarpmaktadır. Burada da ailenin hala Sabancılar tarafından yönetildiğini gösteren bir işarettir. Zaten hali hazırda 5 kişilik yönetim kurulunda 3 tane Sabancı ailesinden kişi bulunması bize her ne kadar yöneticilerden gelecek bilgilere saygı duyulsa dahi alınacak kararların Sabancılar sayesinde olacağını göstermiştir.

Holding yönetiminde soyadı Sabancı olan iki kişi ve kızlık soyadı Sabancı olan şimdiki soyadı Kamışlı olan Şevket Sabancı’nın kızı da bulunaktadır. Buradan anlaşılacağı üzere 5 kişilik yönetim kurulunun 3’ü Sabancılar tarafından oluşturulmuştur. 2 tane de profesyonel yönetici bulunmaktadır. Şirketin yönetim kademesinde profesyonel yönetici ağırlığını arttırması gerekmektedir. Yönetim kurulu üye sayısının 5 olması yeterlidir.

Holding’te yer alan icra komitesi son derece bağımsızdır. Bu bağımsızlığı holding kurulması gereken diğer komitelerde de göstermesi gerekmektedir.

Holding’in web sayfasında ya da herhangi bir şekilde holdinge ait mali tablolar bulunmamaktadır. Holding açıkçası bir sır kapısıdır. Sadece firmanın cirosu ve çalışan sayısından başka ve holdinge bağlı şirketlerin büyüme oranları dışında herhangi bir bilgiye ulaşılamamıştır. Bu da hemen aklımıza şeffaflık unsurunu aklımıza getirmektedir. Bu açıdan bakınca kurumsal yönetimin olmazsa olmazlarından birisi olan bağımsız denetim firmaları tarafından denetlenmiş mali tablolarının şirket web sayfası gibi herkesin kolayca ulaşabileceği bir yerde yayımlanmamış olması Esas Holding’e kurumsal yönetim açısından eksi bir puan vermeme neden olmuştur.

Holding’in kardan çalışanlara pay vermesi açıkçası ülkemizde pek çok firmada görülmeyen bir özelliktir. Bu sayede firma çalışanlarının şirkete aidiyet duyguları artmıştır ve şirket çalışanlarının huzurlu bir ortamda çalıştıklarını söyleyebiliriz. Kurumsal yönetim’de firmaların uzun süreli yaşamalarında şirket çalışanlarının önemli bir payı vardır.

Holding bu açılardan bakınca adil olarak söylesek dahi şeffaflık unsurunu pek göremiyoruz. Ayrıca Holding’te hesap verilebilirlik yoktur. Bundaki temel etkende Ali Sabancı’nın Holding’in lideri gibi gözükmesindedir. Holding bünyesinde büyük yatırımların hepsi Ali Sabancı’nın sözü ile gerçekleşmekte ve adete aile şirketlerinde görülen “patron” kavramını Esas Holding gibi bir şirkette göstermektedir. Ali sabancı holdingin gizli patronudur.

Aile şirketi olan Esas Holding’in bir aile anayasası bulunmaması belki de ailenin büyük bir Sabancı topluluğu yerine Şevket Sabancı’nın çocuklarından kurulmuş olması etkili olabilir. Fakat bunun eksikliği ilerleyen yıllarda ailede bulunan çocukların büyüme aşamasında sorunlar teşkil edecektir. Kurumsal yönetim ilkeleri gereği alınması gereken tedbirler bir sorun ortaya çıktığında alınması gereken kurallar bütünü değil, bunun tam aksine şirkette bütün işlerin düzgün işlediği bir zamanda alınması gereken kararlardır. Böylelikle ileride ortaya çıkacak sorunlar karşısında nasıl davranılması gerekildiğine dair bir çalışma kitabı elimizde olacaktır.

Bunlar Esas Holding’te var olan önemli eksikliklerdir. Esas Holding, genç ve birinci derece kan bağıyla birbirlerine kardeş olan kişilerden kurulmuş olması nedeniyle kendilerine aşırı derecede bir güvenleri vardır. Fakat unuttukları bir nokta bir zamanlar Sabancı Holding’te yer alan Şevket ile Sakıp Sabancı’da kardeştiler fakat kendi hayat tecrübelerinden bunu görüp ortaya koyamadıklarından dolayı bir vizyon eksikliği olduğunu söyleyebiliriz. Bu durumda Esas Holding’te en fazla Sabancı Holding kadar büyüyüp daha sonra aile içinde yeni yetişen gençlerden dolayı kimi aile üyelerinin holding bünyesinden ayrılmasıyla, kendilerine ait hisseleri satmasıyla bir sarsıntı yaşayabilir. Fakat kendi tecrübelerini, Sabancı Holding’te yaşanan tecrübeleri kendi holdinglerinde uygulayamamaları bize holding bünyesinde şimdilik iyi gözüken durumun ileride holdingin sürekliliği sırasında olumsuz bir etki oluşturacağını söyleyebiliriz.

Esas Holding’in gizli patronu Ali Sabancı’ya göre Pegasus kurumsallaşmış bir şekilde yönetiliyor. Bunun bir getirisi olarak Pegasus holdingin en büyük şirketlerinden birisi olmuş fakat holdingin geneline bakınca bunu göremiyoruz. Esas Holding’in kurumsal yönetim ilkelerini uygulamadaki en büyük eksikliklerden birisi holding sahiplerinden ve yönetim kurulu üyesi olan Ali Sabancı’nın şu sözü ile açıklanabilir.

” Amerikalılar uçağa bir şey olursa diye 3 üst düzey yönetici ile bir yere gitmezler. İşte Amerika’ya göre kurumsal değiliz. Bir de şu var, benim şahsi kanaatim, büyürken kurumsallaşma biraz arkadan gelebilir.”

Gerçi bunu söyleyen Ali Sabancı’nın, ” Benim felsefeme göre benim bir tek hakkım var, o da hissedar olma hakkı.” Sözü açıkçası Ali Sabancı’nın kurumsal yönetim ilkelerinin faydalarını benimsediğini, bunun faydalarını Pegasus Holding’te görmüş olduğunu anlıyoruz fakat Holding gelişim sürecinde kurumsal yönetim ilkelerine uygun hareket etmenin holdingin gelişmesini engelleyecek ya da hızını kesecek bir öğe olarak görmesi kurumsal yönetim ilkelerini zihninde tam olarak konumlandırması gereken yerde olmadığını görüyoruz.

Öneriler

Esas Holding’in kurumsal yönetim ilkelerini uygulamış olduğunu söylememiz imkânsız. Esas Holding’in gelecek yıllarda da şimdiye kadar sürdürmüş olduğu başarısını devam ettirebilmesi için belki bu kadar hızlı değil fakat ayakları yere daha sağlam basan bir büyüme modeli seçmesi ve buna uygun olarak kurumsal yönetim ilkelerini uygulaması gerekmektedir. Kurumsal yönetim ilkelerini bir şirkette uygulamak uzun bir süreçtir. Bunun için Esas Holding’in uygulaması gereken çeşitli öneriler aşağıdaki gibidir.

  • Holdingin ayrı bir kişilik olduğu unutulmamalıdır.
  • Holding sahiplerine kurumsal yönetimin gerekliliği hakkında bilgi verilmelidir.
  • Kurumsal yönetim ilkelerinin uygulanması gerektiği ve buna bağlı kalınacağı ana sözleşmeye eklenmelidir.
  • Yönetim kurulunda bulunan bağımsız üye sayısı arttırılmalıdır.
  • Çalışanlara işin gerekliliği ile ilgili güncel eğitimler verilmelidir.
  • Esas Holding’de ilk bakışta gözümüze çarpan risk komitesinin olmamasıdır. Risk komitesi kurulması gerekmektedir.
  • Holding bünyesinde ayrıca Holding yapılanmasının karmaşıklığı ve vergi mevzuatında yer alan nakit alış verişlerinde uyulması gereken uygulamaların tam olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğini inceleyecek bir denetim komitesinin kurulması şarttır.
  • Hepsi birer marka olan holding iştiraklerinin yöneticilerinden oluşan toplantıların düzenlenmesi gerekmektedir.
  • Kurumsal yönetim komitesi kurulup, iştiraklere çeşitli uygulamaları tavsiye etmelidir.
  • Denetim komitesi iştiraklerin çalışacağı denetçileri ve bağımsız denetim kuruluşlarını seçmeli ayrıca holding bünyesinde bulunması gereken iç kontrol sisteminin kurulması ve denetlenmesini yapmalıdır.
  • Risk komitesi, iki bağımsız üye ve bir bağımlı yeden seçilerek oluşturulmalı ve şirketin gelecekte karşılaşabileceği olası risklere karşı alınası gereken önlemleri belirlemelidir. Bu konuda yönetim kuruluna yardımcı olmalıdır.
  • Holdingin büyüme hızına paralel miktarda daha fazla personel iştiraklerde çalışacaktır. Süreci daha iyi yönetmek adına iştiraklerin yönetim kurullarının yapması gereken kimi kararları şirket genel müdürlerine aktarılarak yönetim kademesinin sadece şirketin geleceği ile ilgili kararlara odaklanması sağlanmalıdır.
  • Kurumsal yönetimin en iyi uygulandığı şirket türü halka açık olan şirket türüdür. Bunun için uygun bir ekonomik ortamda holdingi halka açmak holdingin şeffaflığını arttıracak ve toplum nezdinde daha da saygın bir hale gelecektir.
  • Holdingin en büyük eksikliklerinden birisi de hesap verebilirliğinin eksik olmasıdır. Bunun için Sabancı ailesine büyük bir pay düşüyor. Kademeli olarak yönetim kurulundan çıkıp sadece hesap soran kişiler konuma gelmelidirler. Şimdiki haliyle kendileri işleri yapıp kendilerine bilgi vermektedirler.

SONUÇ:

Kurumsal yönetim ilkeleri dünyada her geçen gün daha fazla önemseniyor ve bu ilkelerin uygulanması özellikle gelişmekte olan pazarlarda şirketlerin değerlerini artırıyor. Kurumsal yönetimde öncelikle yapısal konular gündeme gelirken, amaçlanan yönetim anlayışının iyileştirilmesidir. Yönetim yapılarının ilişki içinde oldukları tüm kesimlere güven verici nitelikte olması ancak yönetim anlayışının şeffaflık, adillik, sorumluluk, hesap verebilirlik gibi temel ilkelerin hayata geçirilmesi ile mümkün olacaktır.

İyi kurumsal yönetim sisteminde, şirket yöneticilerine şirket ve hissedarlar lehine uygulamalar için gerekli teşvikler sağlanmaktadır. Bunun yanında, şirketlerin tüm faaliyetleri nedeniyle hesap verebilmeleri için etkin denetim yapılmaktadır. Böylece firmaların mevcut kaynakları daha etkin kullanmaları teşvik edilmektedir. Bir ilkeler bütünü olan kurumsal yönetim sistemi; genel kurul, şirket yönetimi, denetim kurulu, hissedarlar ile diğer hak sahipleri arasındaki karşılıklı ve kontrollü ilişkiler yoluyla ekonomik etkinliği artırmanın temel aracı niteliğindedir.

Şirketlerin nesilden nesile geçişlerinde ortaya çıkan sorunların asgari düzeye indirgenmesi kurumsal yönetim ilkelerinin hayata geçirilmesi ile mümkün olabilecektir. Benzer ekonomilerde yüzyıl ve üzerinde ekonomik hayatını sürdüren aile şirketlerinin ülkemizde yapılan araştırmalarda ancak 30-35 yıl faaliyetlerini sürdürdüğü ve çeşitli sebeplerle yok olduğu görülmektedir. Ekonomik istikrarın sağlanması için aile şirketlerinin uzun ömürlü olmaları konusunda şirketlerin kurumsal yapıya kavuşmaları yönünde çalışmalar devam etmelidir.

Esas Holding gibi ülkemizin gelişmekte olan ve birçok kişiye iş imkânı sağlayan holdinglerin faaliyetlerini sürekli olarak sürdürebilmesi için kurumsal yönetim uygulamalarına en kısa sürede geçmesi hem ülkemiz ekonomisi hem de holdingin geleceği için faydalı olacaktır.

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

5 comments

  1. sibel diyor ki:

    merhaba ya bana 80-100 kişilik bi anonim şirketinin şirket şeması yönetim kurulu danışmanlar bilgileri lazım ve bunları fonsiyonel olarak incelemem gerekiyor. lütfen bana yardım edermisiniz? tesekkür ederim şimdiden.

  2. aydın ermek diyor ki:

    ilerleyis mükemmel gıdaya biraz daha fazla ilgi gosterilmesi arzularıyla

  3. Kadir diyor ki:

    Selim Bey merhaba,

    Bu ödevi kurumsal yönetim dersi için hazırlamıştım. Açıkçası ben de çok beğenmiştim bu ödevimi. Ali KOÇ’un başarıları ve yaşayabileceği handikapları görebiliyoruz.

    Beğenmenize sevindim.

    İyi akşamlar

  4. SELİM SAY diyor ki:

    Çok mükemmeldi tam anlamıyla tebrikler bu şirket hakkında öğrenmek istediğim her şeyi buldum benim için şimdilik bu kadarı yeterliydi .Size gelince bu tür çalışmalarınızın size nice başarılar getirmesini temenni ediyorum .selemlar….SELİM SAY

  5. amarat diyor ki:

    Bu çalışmayı 30 sayfa olarak hazırladım hocam CC vermiş. Halbuki o kadar da beğenmiştim ben bu çalışmayı.

    Esas holding’e Türkiye ekonomisine katkısından dolayı başarılar diliyorum. Ciddi manada çok güzel işler yapıyorlar. Ve şu aralar televizyonda gördügümüz bir çok reklam bu holdinge ait fakat insanlar şimdilik pek bilmiyor.

    Esas holding var ya.

    Hangisi ?

    Ya işte Pegasus’un sahibi olan.

    Ha tamam.

    İnsanlar şimdilik bu moddalar ama Ali sabancı’yı bilmeyen yok..

    Tebrikler.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*