Göbeğini kaşıyan adamın zaferi

              Kimileri onu zaman zaman hakir gördü. Zira o bilmeyen, anlamayan, kendisine koyun muamelesi yapılıp kendisini rüzgâra bırakmış bilinçsiz bir insan olarak tezahür edilirken kendisine yapılan haksızlıklara karşı gelmek adına kendisine anayasada verilmiş olan oy kullanma, seçme ve seçilme hakları ile vermesi gereken esas cevabı gerektiği anda vermeye mukadderatı vardı. Ve kendilerini ötekileştiren kişilerden farkı bu bağlamda sadece kendisinin demokraside en aktif rol oynadığı seçim günü cevabını veriyor diğer zamanlarda ne kadar eleştirse dahi sözünün geçmeyeceği bilincinde yaşıyordu.

   
             Peki, bu göbeğini kaşıyan adam kimdi?

             Esasında göbeğini kaşıyan adamın kim olduğundan ziyade ne zaman tezahür ettiği anlaşılmalıydı. Zira göbeğini kaşıyan adam, üzerine oynanan, kendisini bir oy kaynağı olarak görülen, popülist vaatler sayesinde fayda maksimizasyonunu yapmış kişi olduğunu göre göbeğini kaşıyan adam hepimiziz. Herkes kendisine popülist eylemler ile fayda sağlamaya çalışır lakin günümüzde popülist eylemlerden fayda sağlarken kime zarar verildiği esas nokta olmuştur. Birilerine göre fayda maksimizasyonu tarladaki tahılına kim ne verirse bir YTL fazla vermek iken diğer kişiye göre maksimum fayda militarist kökenden gelmiş, düşüncesinde asla hoşgörüye yer vermeyen ve laiklik kisvesi adı altında halkı kendisine soğutmuş kişilerin Cumhurbaşkanı olmasıdır.

              Esasında gizli birer kahramandır göbeğini kaşıyan adam. sesi soluğu pek çıkmaz, kendisi üzerine oynanan oyunları pek ala bilir ve gerekli cevabı diğerleri gibi meydanlarda vermeyip demokrasiye olan inancından ötürü seçim günün bekler. Bunun en güzel örneğini kendilerince milyonlarca kişinin toplandığı Ankara, İzmir, İstanbul ve Manisa cumhuriyet mitingleridir, Bu mitinglere bakıldığı an ülkedeki Cumhuriyetin tehlikeli bir hal aldığını neredeyse bu alanlarda toplanan kişiler dışında kalanların kendilerinden olmayıp Cumhuriyeti sevmeyen, kollamayan, yerine başka yönetim biçimleri getirmek isteyen kişiler olarak görüldü. Hâlbuki gerçek böyle değildi.

              Ne kendileri Cumhuriyetin tek sahipleriydiler ne de diğerleri Cumhuriyet dışında başka bir yönetim biçimi istiyorlardı. lakin kendilerine yapılmış bu gerici, yobaz, hiç bir şey bilmeyen, cahil, haftada bir yıkanan, dişlerini fırçalamayan, dönüşlerde sinyal vermeyen, ayakkabısını hiç boyamayan insan moduna sokmalarına içten içe sinir olmuşlar ve gerçeğin ortaya çıkacağı günü sabırsızlıkla beklemekteydiler. 

              Ve beklenen gün geldi. 22 Temmuz seçimlerinde ülke bir gerçeği daha gördü ki bu ülkenin yarısı yüzde yirmilik kesim tarafından betimlenen kişiler gibi olmaktaydı ve demokrasinin özü itibari ile çoğunluğun dediği olacaktı. Gerçek yüzünü gösterdiğinde herkeste bir şok dalgası yayılmaya başladı be yanındaki eşine, dostuna bakar oldu, çünkü her iki kişiden birisi o beğenmediği “göbeğini kaşıyan adam”dı ve kendisi değilse bu adam kimdi? 

             Göbeğini kaşıyan adamı hakir gören bu kişiler bu grup içerisinden çıkmış olan ve kendilerince kale olarak gördükleri ve asla bir kale olmayan, bütün Türkiye halkının bir köşkü olan Çankaya’nın da kendilerinden çıkması bu yenilgi üzerine acı bir tecrübe yaşatmış ve asla halkı küçük görmemeleri gerektiğini anlamış olmalarını umarım. 

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

1 comment

  1. z diyor ki:

    Demokrasi denilen bu ise diyecek söz kalmaz taki diger secime kadar adap ve edep göstermek kuraldir diyorum.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*