Gücün gücü

İnsan elinin değdiği herhangi bir şeyin tam olması imkansızdır bunun örneklerini insanlık tarihi boyunca çok az zamanda ve kişilerde görülmüştür. İnsan eli değmiş doğal düzeni bozan her şey de bir hata vardır. Çünkü düzen kendi halinde burada var iken insanlar bir şekilde onları kendi istek, dilek ve ihtiyaçlarına göre biçimlendirmiş ve bugünümüzün toplumunda var olan dünya ile karşı karşıya gelmişizdir. Bu dünyanın görünen yüzü iken bir de insanların yaptığı hataların önemli olan büyük bir çoğunluğu olan saçmalıkları ise dünyanın tarihini değiştirmeye çalışmasıyla gücü elinde bulunan kralların, dikdatoryaların, generallerin ve adı her ne olursa olsun çılgınların yapmak istediklerini tam olarak yapamamışsa da kısmen yapmışlardır çünkü insanlığın gelişimini yavaşlatmış kimi zaman ise bunu gerileştirmiştir.

Simdi olayı biraz daha yerelleştirelim. İnsanlar etrafını gözlemler ve bakar kendilerine haksızlık yapılıyor demokrasinin var olduğu ülkelerde demokrasi ile olmadığı ülkelerde ise bunun nasıl gerçekleştirilmesi gerekiyorsa o yolla yapmaya kalkar. İnsanlar yapılan haksızlıkları görür ve bunun için birleşirler bizim gibi ülkelerde ve yapılan haksızlığa dur demek isterler.

İnsanlar yapılan haksızlığa dur demek için iktidara gelmek gerektiğini bildiklerinden dolayı o zaman buna dur demenin tek yolu iktidara gelmek olacaktır. İste sorun esas olarak ta bu noktada başlıyor. Kişiler iktidara oynarken asıl amaç neydi?

Kendilerine yapılan haksızlığı durdurmak buna bir son vermek devletin imkanlarının har vurup harman savurarak yok eden kişilerin elinden bu gücü almak ve bunun yerine hukuku, hakkaniyetli bir adaleti sağlamak ve kimsenin zarar görmemesini sağlamak olacaktır. Olmasına olacaktır fakat kişilerden bazıları ise bunu böyle göstererek o mevkilere geldiğinde ise sunu düşünebilirler. Burada dönen bir çark var. Ben bu çarkı bozmadan bende bu çarktan kendime düşen payı alayım ve bunu yaparken beni buraya getiren kişilere karşı popülist bir politika yürüteyim düşüncesine girebilir.

Başlangıçta hakkaniyeti sağlamak için belli mevkilere gelen kişiler daha sonra bu amaçlarından uzaklaşıp popülizmin son noktalarına ulaşabiliyorlar.İşte gücün gücü bu noktada devreye giriyor.Kimi şahısların size bahşetmiş olduğu bir hakkı sanki sizin onlardan değil de kendiliğinden size gelip başınıza konduğunu iddia eder ve sizi oraya getiren kişileri kimi zaman azarlayarak kimi zaman hor görerek kimi zaman provakatörlük yaptığını iddia ederek sözcüklerini kısıtlamaya kalkarsınız.Bu noktada zaten kişilerin söylenecek sözlerini kısıtlamaya başlamanız size bahşedilmiş olan gücün gücünü kullanmaya başladığınız anlamına gelir.Sigara dumanının oda içerisinde nasıl yavaş yavaş yayılıp daha sonra bütün odayı kapladığını anlamayan kişiler misali bütünüyle kendi egosunu , enaniyetini tavana zıplatmış olan kişi bunun farkına varmadan elindeki erkten sonuna kadar faydalanıp bunu kısıtlayan kanun , anayasa , kanun hükmünde kararname vs .. Ne varsa kendi işine yarayacak şekilde değiştirme muktederatına sahipken bunu yapar ve bunu kendi içinde il kendisini oraya getiren kurum kuruluş ya da kişiler için yaptığını söylerken toplumun içerisinden gelen homurdanmamalara kulak tıkarlar. Çünkü kendi yandaşları rahat içerisinde ve onların istedikleri yapılıyor, onların işine yarayacak kanunlar bir iki dakika da gücü kullanarak çıkartılıyor.

Gücün tek elde toplandığı böyle sistemlerde kişiler egolarının esiri olup hiçbir şey yapamıyor ve kendisinin kölesi haline geldiğini göremiyor. İşte bu kişilere acımak gerekir.

Birde sanal güçler vardır. Esasında kimsenin olmadığı sadece kendisinin orada o güce sahip olmasını anlamlı kılan kişilerin varlığını yok etmekle kendi gücünü kendi bölgesi içerisinde fakat ayrılıkçı sesleri yasaklayıp daha sonra o kişilerin değişik kisveler altında oraya girmelerine ses getirmeyip bu ne perhiz bu ne lahana turşusu kıvamında sözlere maruz kalan kişiler ellerinde olan gücü diğer insanlar üzerinde deneyerek ve bunu da cezayı gören insanları diğer insanlar adına yaptığını söylemekle yetiniyor. Bu sanal güçlerin kimler tarafından kime nasıl verildiği bilinse de esasında kimi zaman boynuz kulağı geçer misali şahıslar kendi egolarını böylelikle tatmin altında bulunduruyor olabilir.

Ez cümle, gücün gücüne azgını değdirmiş kişi kan kokusu almış köpek balığı misali bu gücün tamamına erişmek adına her turlu çılgınlığı yapıyor ve bunu yaparken en önemli unsur olan hakkaniyeti unutuyor.

Hakkınızın yenmediği hakkaniyet dolu yılları yaşamanız dileklerimle.

 

 

Not: Bazı şeylerin dayanımaz hafifliği ne kadar agir demiggg ?

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

1 comment

  1. tarantino diyor ki:

    hakkattende oyle

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*