Gürcistan’dan Vergi ve Muhasebe Manzaraları

Bir şirketimizin Tiflis’te şube açması üzerine, Türkiye ile uyumlu bir muhasebe sistemi kurulmasını teminen benim de oraya gitmem gerekti. Nihayet işlerimi tamamladım ve dün gece döndüm.Gürcistan, vergi ve muhasebe olarak Türkiye’yi taklit etmeye çalışıyor. Şirket türleri Türkiye ile aynı. KDV %18 tek oran olarak uygulanıyor. Her ayın 15′ine kadar bir önceki ayın KDV bilgileri beyanname ile bildirilip, ay sonuna kadar ödeniyor. Gelir ve kurumlar vergisi ayrımı yok, tüm mükellefler her yılın Mart ayında gelir vergisi beyannamesi veriyor. Vergi oranı ise %20. Ayrıca bizdeki eski geçici vergi uygulamasında olduğu gibi, bir önceki yıl için tahakkuk eden verginin %75′ini, içinde bulundukları yıl içinde üç taksitte geçici vergi olarak ödüyorlar.

Şirket karını ortaklara dağıtacak olursa, %10 stopaj keserek dağıtabiliyor.

Yılda bir kere de %1 oranında demirbaş vergisi ödeniyor. Binadan masaya kadar her şey demirbaş olarak kabul ediliyor. Demirbaş olma sınırı 600 Lari.

Vergi Mevzuatı çok sık değişiyor. Alınan bir mevzuat kitabının ömrü en fazla 1 ay oluyor.

Tekdüzen Muhasebe sistemleri var. Hesap kodları bizimkine çok yakın. 4 rakamdan oluşan hesap kodları kullanıyorlar. 1000 Kasa, 6000 Satışlar, 7000 giderler gibi.

Gürcistan’da vergi uygulamaları dudak uçuklatacak türden. Tahakkuk eden vergiyi vadesinde ödememek kaçakçılık sayılıyor. Öyle bizdeki gibi, gecikme faizi ile daha sonra öderim gibi bir uygulama yok. Hemen üç kat kaçakçılık cezası uygulanıyor. 25.000 Lari’yi (yaklaşık 20.000 YTL) geçen vergilerin ödenmemesi durumunda ise, vergi ve ceza toplamına %75 ilave yapılıyor ve 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası istemiyle ağır ceza mahkemesinde yargılanıyor.

Devletin parası bittiğinde, maddi gücü olan şirketlere gidip, paramız kalmadı, bize biraz para ver, daha sonra ödeyeceğin vergiden düşersin diyorlar. Şirketin buna pek itiraz etme imkanı yok. İtiraz edene her türlü bürokratik problem çıkarılıyor. Uyumlu hareket edene de her türlü kolaylık gösteriliyor.

O yüzden herkesin vergi borcu birinci sırada geliyor. Zaten kimsenin, alacaklarımı toplayamadım, o yüzden vergimi ödeyemedim gibi bir bahanesi de yok, çünkü piyasaları nakit çalışıyor, çek, senet gibi ödeme araçları pek bilmiyorlar. Çeki sadece bankadan para çekmek için kullanıyorlar. Bir şey alıp, karşılığında üç aylık çek vermek gibi bir alışkanlıkları yok. Bir mal alacakları zaman 2 aylık müşteri çeki versem olur mu gibi bir pazarlık ortamı görülmüyor.

Bürokrasileri çok ağır işliyor. Bankada hesap açtırmak bile 1 gün sürüyor. Belediye, maliye gibi resmi dairelerdeki bürokrasiyi görünce, bizim bürokrasiye hayran olmamak elde değil.

Bankacılık konusunda bizdeki 1999′da başlayan TMSF benzeri bir operasyon geçirmişler. Küçük bankaların hepsine devlet bir gerekçeyle el koymuş. Şimdi birkaç kamu bankası ile, Türk bankaları faaliyet gösteriyor.

Alışverişlerde Gürcistan Lari’si (GEL) kullanılıyor. (1 YTL =1.20 GEL) Bunun dışında para kullanmak yasak.

Vergi incelemeleri de çok ilginç. Her şirket en fazla 2 yılda bir inceleniyor ve incelemeye mali polis eşliğinde gidiliyor. Şirket varlıklarından herhangi biri, kayıtlardan farklılık gösteriyorsa mali polis derhal silahını çekip eller yukarı yapıyor, şirketi mühürlüyor ve inceleme tamamlanana kadar şirketin faaliyetine izin verilmiyor. İnceleme bitiminde bulunan farklılıkların izahı isteniyor.

Herhangi bir ihbar durumunda incelemeye gidildiğinde işyerinin etrafı kar maskeli polisler tarafından çevriliyor, silahla baskın yapılıp her şeyden el çektiriliyor, derhal kasa ve stok sayımı yapılıyor, bir kaçak bulunursa cezai yaptırımlar geliyor, ihbar asılsız çıkarsa da, özür dileriz rahatsız ettik deyip çıkıyorlar.

Verginin Gürcüce ismi Sakata sakata. Öğrendiğimiz tüm bu vergi uygulamalarından sonra, böyle bir vergi ismi ile karşılaşınca, ortaya çıkan espri konusunu tahmin etmek sanırım zor değil.

Tabi Gürcistan bu aşamaya bazı tecrübelerden sonra gelmiş. 4 -5 yıl öncesine kadar mafyanın ve kaçakçılığın ülkeye iyice yerleştiği bir aşama geçirmişler. Şvardnadze’den sonra, Saakaşvili yönetimi bu yapıyı kökten değiştirmenin çabasına girişmiş. Önce mafyayı ortadan kaldırmaya çalışmışlar, çoğunu polis silahlı çatışmalarda ölü olarak ele geçirmiş, bir kısmı faili meçhule kurban gitmiş, bazısı hapiste intihar etmiş.

Kayıt dışının üzerine şiddetle gitmişler ve ülkenin gayri safi milli hasılası aynı yıl dört kat birden yükselmiş.

Gürcistan’da sosyal güvenlik uygulaması yok. Hiçbir çalışma mevzuatları yok. Ben bunu anlamakta zorlandım. Emek üzerine kurulu Sovyet sisteminden gelen bir ülkede çalışma mevzuatı yok. Peki çalışanların hakları nasıl korunuyor diye sorduğumda, çalışan hakkı diye bir şey olmadığını söylediler. Peki ya kıdem tazminatı, fazla mesai, izin, diğer sosyal haklar? Bunların hepsinden habersiz durumdalar. İş kazası durumunda çalışamayacak hale gelenlere devlet aç kalmayacak kadar bir maaş veriyor.  Aynı şekilde emeklilik yaşı gelenlere de öyle.Çalıştırılan personel için sadece %25 stopaj ödeniyor.

Gürcistan’ın devlet bütçesi 4 milyar USD civarında. 3 Milyar USD’den fazlası ABD yardımlarıyla karşılanıyor. Geri kalanını vergi gelirlerinden toplamaya çalışıyorlar. ABD daha fazla vergi geliri toplanması için sıkıştırıyor. Hiç olmazsa elektrik parasını ödesin halk diyor. Gürcü halkı ise, Allahın elektriğine de para mı ödenir diyerek buna yanaşmıyor.

Gürcistan nüfusu yaklaşık 5 milyon civarında ancak sadece 1,5 milyonu Gürcü. 1 milyon kadar Azeri Türklerinden oluşuyor ve ilginçtir Azeriler, Azeri lehçesi ile değil, Türkiye Türkçesi ile konuşuyorlar. Halkın 1 milyonu da Ermeni. Geri kalanlar ise Rus, Çerkez, vs gibi diğer Kafkas halklarından oluşuyor. Herkesin kendi okulu var, kendi dili ile eğitim, öğretim ve yayın yapabiliyor. Yalnız resmi dil Gürcüce. Devlet ilişkilerinde Gürcüce kullanmak zorunlu. Hiçbir etnik problem yaşanmamış şimdiye kadar. Başkent Tiflis’in nüfusu ise 1 milyon.Cadde ve sokaklarda da sadece Gürcü alfabesi ile yazılmış Gürcüce işaret ve tabelalar var. Bunun dışında bir yazı görebilmek mümkün değil. Caddeye çıktığımda, kendimi okur yazar olmayan biri gibi buluverdim. Etraftaki yazılar hiçbir şey ifade etmiyor ve bu gerçekten çok sıkıcı bir durum. Tek başınıza gitseniz ve adres sormak için şansınıza karşınıza bir Azeri çıkmazsa gideceğiniz yeri bulabilmeniz çok zor. Alfabeleri ile de gurur duyuyorlar. Sovyet zamanında bile hep bu alfabeyi kullanmışlar. Gürcü olmanın gurur vesilesi olduğuna inanıyorlar.

Gerçi bizdeki gibi cadde, sokak isimleriyle, kapı numarasıyla bir adres uygulaması da yok. Mesela bizim şubenin resmi adresi şöyle; Plato yolundan çıkarken soldan ilk sokağa döndükten sonra sağdaki yıkık binanın yanındaki küçük bina.

Çok az sayıda belli hacmin üzerinde yerli şirket var. Gerisi Türk şirketleri. Zaten yabancı sermeye olarak da Türkiye’den başka birkaç istisna dışında kimse yok. Yukarıda anlattığım vergi uygulamaları da Türk şirketlere ve belli hacmin üzerindeki yerli şirketlere uygulanıyor. Küçük işletmelerin üzerine fazla gitmiyorlar ama, kanunen tanınmış bir istisna yok, sadece bir göz yumma var.

İlginç bir siyasi yapıları var. Bize çok benziyor. Şu anki başkan Saakaşvili’ye %50 oy oranı civarında bir destek var. Bir de başarısız bir muhalefet liderleri var. Ağzından çıkan her söz, halkı Saakaşvili’ye daha çok yaklaştırıyor. Halkın büyük kısmı, beğenmese bile, sırf muhalefete kızdığından iktidar partisini destekliyor.

Zaten yerli halkın pek çalışmayla arası da yok. Devlet her aileye çeşitli adlar altında subvansiyonda bulunuyor. Mesela çiftçi görünenlere çiftçi yardımı yapılıyor ama, kimse çiftçilik yapmıyor. Ekonomik canlılığı sağlayan sadeceTürk şirketleri. Ancak Türk şirketleri de çalışacak insan bulmakta zorlanıyorlar. İş biraz yorucu geldi mi derhal bırakıyorlar. Hırsızlık olayları çok yaygın. Orada tanıştığımız başka bir Türk şirketi bize, güvenilir, çalışkan bir insan bulduğumuz zaman, ne iş yapar diye bakmaksızın hemen alıp bir köşeye koyuyoruz. Mutlaka kısa bir süre sonra yer boşalıyor ve ihtiyaç doğuyor demişti.Çok büyük iş potansiyeli olmasına rağmen, hiçbir şekilde değerlendirilmiyor. Sulak bir ülke, sulu tarıma müsait ama yedikleri domatese kadar Türkiye’den gidiyor. Hayvancılığa çok müsait arazileri olmasına rağmen, tüm hayvansal gıdalar Türkiye’den gidiyor. Köyler ancak kendi ihtiyacı kadar hayvan besliyor. Tükettikleri her türlü ürünün %90′ı Türkiye’den giden ürünler. Kendi yaptıkları ve çok gurur duydukları şarapları var. Rusya’dan da votka ithal ediyorlar.

Gürcistan’a, özellikle de başkent Tiflis’e giderken, sağlam bir alt yapı bekliyordum. Komünist sistemin en önem verdiği konulardan biri şehir altyapısı kurmak olarak biliyorduk. Fakat Gürcistan çok ihmal edilmiş. Ana cadde dışında bir sokağa saptığınızda savaştan çıkmış gibi. Yolsuz mahalleler, kırık dökük binalar. Şehir genel olarak zaten estetikten yoksun. Gidip çay kahve içecek bir park dahi yok. Hayatı güzelleştirmeye yönelik hiçbir çaba yok. İnsanlar mutsuz. Yüzü gülen insan bulmak bile zor.

Sovyet döneminden kalan binalar zaten yıkılmaya yüz tutmuş, kibrit kutusu görünümünde binalar. Yeni yapılanlar da onlardan farklı değil. Şirket personelinin kalması için şehir merkezinde yeni yapılmış bir daire bulundu. Anlatılana göre o civarın en iyi dairelerinden biriymiş. Daha binaya girerken korku vericiydi. Maden ocağına iner çıkar gibi çalışan bir asonsörle dairenin bulunduğu kata çıktık. Öncelikle bütün elektrik, telefon, TV kabloları duvarın üzerine eğreti olarak tutturulmuş, yarısı aşağı sarkmış biçimde daireleri giriyor. En amatör fayansçı bile yere fayans döşerken, öncelikle tabanın düz olmasını sağlar herhalde, engebeli araziye döşenmiş fayanslar gibiydi bütün yer döşemesi.

Kendimi Türkiye’ye nasıl atacağımı bilemedim. Uçaktan inince toprağı öpecektim neredeyse.

Selamlar,

Öner ÖZBEK

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

7 comments

  1. sıla diyor ki:

    gürcistana başka bi ülkeden mesala çinden ürün getirmek için ne kadar vergi muafiyeti ödüyoruz

  2. bekir gundogdu diyor ki:

    Cok guzel yorumlamissin suan tiflisteyim ve bi annonce turkiyeye donmek istiyorum

  3. Kadir diyor ki:

    Merhaba Hakan,

    Bunu Gürcistan’da bir muhasebeci yazdı. Adı da yazının altında. Siz muhasebeci misiniz bilemiyorum ama işlemler size gelene kadar bir çok işi muhasebeciler ne zorluklarla hallediyor bilemiyor olabilirsiniz.

  4. Hakan diyor ki:

    Kardeş biraz fazla abartmışın. Muhasebe kısmı belki dediğin gibi olabilir ama geri kalanı küllüyen palavra. Türkiyeden bir çok konuda geri kalmışlar ama şunu unutmayın türkiye sovyetlerin bir parcası olsaydı ve dımdızlak ortada kalsaydı değil kadınlarımızı fuhuşa göndermek birbirimizi keser et diye satardık. Ülkenin bu güne kadarki başkanları satmamışlar birşey.Halk perişanlıkla gecirmiş ömrünü. Evdeki demir olan herşeyi satmışlar. Son care neyse onu yapmışlar. ama şimdiki hükümetin bizi örnek aldığı kesin. demin bir haberde osman pepenin şirketini okudum. adamlar koltukta boşuna oturmuyorlar. Bakan oğlu olmak lazımmış iş yapabilmek için.

  5. amarat diyor ki:

    Ali bey, evet o bölgede hala rüşvetsiz iş yaptırmak zor. Umarım kendilerine çabuk gelirler.

  6. ali diyor ki:

    GSMH 4 milyar USD civarında. 3 Milyar USD’den fazlası ABD yardımlarıyla karşılanıyor. demişsiniz. demek ki bsaçma vergi politikaları başarısız olmuş. türkiyeyi taklit ettikleri belli! türkiye avrupayı taklit ediyor ama avrupa sömürgeler ve ham maddelere sahip olduğu için kazanmış zenginliğini. çok çalışarak değil! çalışarak zengin olunmaz zaten! akıl kullanmak gerekir. özal zamanında bu yüzden para çoktu! muhasebecilerin yönettiği şirketler başarılı olmamıştır hiçbir zaman. muhasebeciler korkak ve öngörüsüzdür. bu da onları başarısız yapar! öngörünüz iyi ise, ayrıca cesursanız risk seviyorsanız başarılı olursunuz bürakrasinin az olduğu vergilerin normal olduğu ülkelerde. türkiyede ve gürcistanda başarılı olmak için kesinlikle DAYInız olması gerekir. rüşvet yollarını bilmeniz gerekir. dürüstseniz önce maliye gelir üzerinize zaten! gemicik sahiplerinin üzerine gidemeyen maliye!

  7. seyfettin diyor ki:

    hay ağzına sağlık kardeş bu kadar mı güzel tercüme edilir aynısını ben de yaşadım ve halada yaşıyorum nasıl yapacğımı bilemiyorum ben de şirket açtım burda ama bin pişmanım sakın okuyan kardeşlerim gelmeyin bana da allah yardım etsin …?

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*