Hrant İçin Adalet İstiyoruz Paneli

17 Ocak 2010 tarihinde Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe ve 3H (Hürriyet, Hukuk, Hoşgörü) Hareketi’nin düzenlemiş olduğu panelin konuşmacıları Hrant’ın Arkadaşları Grubu’ndan Garo Paylan, Star Gazetesi Yazarı Bekir Berat Özipek ve araştırmacı-yazar Hidayet Tuksal idi.

Katılımın yoğun olduğu panelde ilk konuşmacı Bekir Berat Özipek siyasi konjonktürün değiştiği önemli bir dönemden geçtiğimizden bahsetti:

“Öyle ki, daha önceleri de ‘çok önemli bir dönemden geçiyoruz.’ söylemleri vardı; ama bu son dönemde paradigma değişimi olduğu çok açıktır. Siyaset artık yeni bir hat üzerinden ayrılıyor; sağcı,solcu, dinci her kesimleri demokrasi üzerinden ikiye bölüyor. Örneğin İşçi Partisi, MHP ve TKP bazı noktalarda birleşebiliyorlar; birlikte eylemler yapabiliyorlar. Öte yandan muhafazakarların, liberallerin veya eşcinsellerin birlikte hareket edebilecekleri bir ortam doğuyor. Darbeye Karşı 70 Milyon Koalisyonu ‘favori darbesi olmayan bireylerden, çeşitli sivil toplum örgütü ve siyasi partilerin temsilcilerinden’ oluşmakta…” Derin devlet yapılanmasının zeminini ve devamlılığını sağlayan zihniyetin de tasfiye sürecine girdiğini belirten Özipek, insanların artık gösterilen hedefe değil, hedefi gösteren parmağa da dikkat ettiklerini ve sorguladıklarını belirtti.

hran için, adalet için!

Bekir Berat Özipek’in değindiği, dönemi önemli kılan bir başka unsur da demokratik açılımlardır. “Tarihle yüzleşmek bir paradigma değişikliğini doğurdu, derin devletin tasfiye olması söz konusu olabildi. İnsanların bakış açıları farklılaştı, örnek vermek gerekirse, Malatya katliamı ile tehditin Müslüman çoğunluk değil; başka güçlerden kaynaklandığı düşünülmeye başlandı. İnsanlar olaylara şüphe ile bakmayı, yazılan senaryoları sorgulamayı alışkanlık haline getirdiler.”

Bekir Berat Özipek, diğer yandan davaların sanıldığı kadar iyi gitmediğini de vurguladı: “Ergenekon, Malatya ve Dink davaları ilk ortaya çıktıkları ilgiyi ve alakayı görememekteler.” Özipek, insan hakları çerçevesinde ‘monitoring’ gruplarının oluşması ve davaların takip edilerek raporlanmasını, bunun çözümü olarak gördüğünü de ekledi.

İkinci konuşmacı Garo Paylan da paradigma değişikliğini vurguladı. “İçine kapanık ve düşman Ermeni’nin, diyaloğa açık ve olumlu Ermeni’ye dönüşmesi; düşman ve ötekileşme geleneğinden beslenenlerin hoşuna gitmedi. Onların düşmanı barışın dili idi, Hrant da bu dili kullandığı için açık hedef gösterilmişti.” Barışın dili konuşulmaya başlandığında bir yerlerden düğmeye basılarak bir bombanın patlatıldığına dikkat çeken Paylan, konuşmasında Hrant Dink’in öldürülmesinin öncesini, sonrasını ve hazırlanışını da anlattı: “Devletin Emniyet teşkilatı, MİT, Jandarma, Jitem ağız birliği yapmıştı; ki bu ender rastlanan bir durumdu.”

Osmanlı’nın son dönemlerindeki heterojen toplum yapısından, bugün tamamen homojen bir topluma geçilmesi açısından resmi ideolojinin aslında son derece başarılı olduğunu da sözlerine ekleyen Paylan; yargıcıyla, savcısıyla, bürokratıyla ve hatta siyasetçisiyle ulus-devletçi yapılanmanın topluma enjekte edildiğini kaydetti.

Son konuşmacı araştırmacı-yazar Hidayet Tuksal, toplumumuzun kafasındaki “köken” takıntısı nedeniyle bir nevi “gönüllü asimilasyon”a maruz kaldığını belirtti. Tuksal, geleneksel Türk-sünni Müslüman kesimin Türklük üzerinden Ermenilere ve Kürtlere, Müslümanlık üzerinden de gayrımüslimlere karşı doldurulduğuna dikkat çekerken çözümün farklı din, etnisite, yahut hayat tarzına sahip bireylerin birbirlerini tanımalarından geçtiğini sözlerine ekledi.

“Katili Tanıyoruz, Adalet İstiyoruz” başlıklı panel, katılımcıların soruları ve katkılarıyla sona erdi.

Uğur ALTUNDAL – Ahmet İhsan KAYA

Kaynak : Kritize.net

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*