Öğrenim kredisi affı

Vergisini zamanında ödeyen kişi bu ülkede keriz durumunu konuyor.Hanımına pırlanta yüzük yerine ssk primi ödeyen salak yerine konuyor.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=196290

İşte ülke bu gerçeği arkadaşlar.

Arabasını yenilemek yerine bağ-kur primini ödeyenler deli yerine konuluyor.

Ne oluyor?

Herkese af..

Daha sonra bu ülkede tahsilâtlar gecikiyor deniliyor.

Ve bu aflarda da sürekli olarak ” Bu bir kereye mahsus ” deniliyor.

Tabii bunu diyene bakana vatandaş gülüyor ve geçiyor. Biz sene gibi kaç bakan eskittik aslanım diye içinden geçiriyor.

Olayın bir yönü de şu arkadaşlar.

Bir kişi vakti zamanında bağ-kura kaydını yaptırmışsa hatta yaptırmasa bile 3-5 sene sonra kaydını yaptırıyor. Vergi dairesi açılışı yeterli. Bu amca hiç bağ-kura uğramıyor. 15 sene sonra gidiyor bir bakıyor 50 milyar borcu olmuş. Daha sonra af çıkıyor. Bu aftan yararlanıp 50 milyarı 17 milyara düşürüyor. Daha sonra ssk birleşmesini yapıyor. Gerekirse Askerlik borçlanmasını da tamamlayan amcamı, 20 bin TL falan harcayıp hemen emeklilik müracaatında bulunuyor.

Ve ayda 600 TL falan almaya başlıyor. Bence süperr.

Hele bunun bir de çiftçi versiyonu var. Saygıdeğer ve o kadar da kıymetli başbakanım köyümdeki bütün yaşlı amcaları emekli yaptı. Ama bedavadan emekli olunmayacağı için biraz para ödemesi lazım. Ee para ödemek istemiyor? Hemen devletin koskoca halk bankası devreye giriyor, halkın bankası bağ-kura para ödüyor alınan 600 tl emekli maaşının 300 ünü falan kendisine kesiyor gerisini çiftçiye 300 tl’ye emekliye ödüyor.

Sonra iç anadoluda akepe neden çok oy alıyor diyorlar. Bizim köyde bir dünya insan var böyle. Ve söyledikleri şu. Devlet çoluk çocuktan çok bizimle ilgileniyor. Belki de gerçek bu.

Hele ziraatın çiftçiye bir sene hiç ara ödeme yapmadan verdiği bir kredi var ki.. Akıllara ziyan :=)

Doktor olup besi çiftliği kuracağım.

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

5 comments

  1. burak ersen diyor ki:

    bu ne burakersen bolluğu. adresinizi telefonunuzu verin de telef edeyim sizi. sadece ben kalayım dünyada

  2. Burak Ersen diyor ki:

    Başka bir Burak Ersen daha? Bu yazı bana yeni bir şey kazandırmadı, ama aynı ismi taşıyan bir başkasına yeni bir kapı açmı. Kadir’i tebrik ediyoruz:)

  3. burak ersen diyor ki:

    Yazınız için çok teşekkür ederim. Hayatımı değiştirdi ve bana verilebilecek en aydınlık şeyi verdi. Çok çok çok teşekkür ederim.

  4. Kadir diyor ki:

    Merhaba Burak,

    Açıkçası sen keriz gibi görmeyebilirsin kendini fakat ben tam zamanında ödeseydim kendimi keriz gibi hissedebilirdim. Çok şükür benimde zamanında ödeyebilme gücüm var fakat ben ödemedim. Ben risk aldım. Ne riski? Devletin haciz kaldırma ve ayrıca avukatlık ve dava masraflarını ödeme riski. Ben mali müşavirim. Geçen zaman içerisinde bir çok kişinin bagkur ve ssk borçlarını yarı yarıya indirirken devletin öğrencilere böyle bir af getirmemesi saçmalık olurdu.

    Ben affın her türlüsüne karşıyım. Sonuç itibariyle bagkur ve ssk affı olmamalı. Tıpkı öğrenim kredisi affının olmaması gerektiği gibi. Fakat esnafların borçları, yani para kazanan kişilerin borçları silinirken, çok düşük bir orana getirilirken öğrencilerden bu affın esirgenmesi sence de saçmalık değil mi?

    Liberal düzen bir gün bitecek demişsin lakin liberal düzen dünyanın hiç bir yerinde yaşanmıyor ki bitsin. Hele bir görelim o günleri sonra zaten bitmez.

  5. Burak Ersen diyor ki:

    sanırım bu konuda okuduğum en yüzeysel yorum bu. entelektuel.com domainini işgal etmiş bir sitede buna benzer onlarca makaleye ve görüşe rastlamak da işin bir başka boyutu.
    öğrenim ve katkı kredilerimi zamanında ödedim, bitirdim, tamamladım. çünkü bunu yapabilecek maddi güce sahiptim. ama tanıdığım bir sürü üniversite mezununun yıllar boyunca acımasız geri ödeme sistemi sebebiyle “yüce devlet”e borçlu kaldığını biliyorum. geri ödemeler konusunda af çıkması beni rahatsız etmedi, sizin ifadenizle “keriz” gibi de hissettirmedi. haksız bir ödeme sisteminin mağdur ettiği insanlara bir fırsat sunulmasında yanlış bir şey göremiyorum.
    verdiğiniz diğer örnekler de hep yanlış işleyen sürecin sonuçları. sosyal güvenlik sisteminin, tarımsal kredilendirme sisteminin her aşaması sağlıklı işliyormuş gibi yalnızca son aşamadaki çakal, uyanık, sırtımızdaki kambur “diğerleri” ne dokunuyorsunuz. hani derler ya “yanlış hayat doğru yaşanmaz” diye. tüm bu fırsatçılığa dayalı rant ekonomisini ve sistemini destekleyen liberaller neden bunun yan etkilerine katlanamıyor?
    sürekli sırtında başkalarını taşıma (haydi yine sizin ifadenizle ‘kerizlenme’) korkusuyla yaşayan, fırsatçılığı girişimcilik ve rasyonelite adı altında saygın bir görünüme büründüren (yalnız bu yağmayı yalnızca belirli bir zümre için mübah gören) liberallerin dönemi neyse ki bir gün bitecek. bitmek zorunda.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*