Özel mülkiyet

Bu ülkede devlet bizlerin sahipleridir.Bunu hem bizlerin tasarrufunda olan maddi olan   olan ev , araba gibi varlıklarımızın yanında bizlerin bedenine de sahip çıkmaktadır.Bunu devletin mallarımız üzerinden vergi alması , bedenimiz üzerinden de askerlik sorumluluğu altında 156 gün ya da düşleyemeyeceğim uzunlukta bir 15 ay hayatımızdan çalmaktadır. 

Devletin bu bizlere ait olan mülkiyetimize olan müdahalelerin biriside ev sahiplerinin kendi mülk adlarına kayıtlı olan mülklerini ne şartlarla başkalarına kullanım hakkı verip onlardan kira geliri elde edeceğini belirlerli yor.Kişiler bu mülkleri alırken gerekli olan parayı kazanırken bu kişilerden vergi alırken bu yetmezmiş gibi tapu işlemleri sırasında yine devleti alimizin belirlediği harçları ödemek zorunda kalıyorlar.Bundan sonra ben bu evi , tamamen kendi tasarrufumda olan , kiraya verdiğim zaman tekrar kira geliri elde etmemden dolayı belirli bir sınır ve belirli bir gider indirimini ( % 25 ) uygun görüp bu gelirimden vergi almaktadır. 

Bunlar devletin bizden aldığı vergilerken bir de devleti alimizin yapacak işi yokmuş gibi ev sahiplenirinin her sene kiraları ne kadar bir oranda arttıracaklarını belirlemişlerdir ve buna uymayanlar hakkında yasal uygulamaların başlatılacağını bildirmişlerdir.Yani tamamen sizin kendi emeğinizle aldığınız , başkaları sabah 9 akşam 5 çalışırken sizlerin bunun yanında akşamları da çalışmaya devam edip ya da bunları geçiniz efendim size kalmış olan mirastan dolayı elde ettiğiniz kendi mülkünüze devlet denen organizma size neyi yapıp neyi yapamayacağını kanunlarla belirleyip sizi karşı zorunlu uygulamalar sokuyor. 

Enflasyonu tetikleyen en önemli etkenlerden birisi olan kira artışını elde tutmak için yapılan bu girişimler karşısında devletin unuttuğu bir unsur vardır, o da devletin enflasyonu düşük gösterip , milli geliri yükseltmek , cari açığı azaltmak adına ithalatta yapılan uygulamaları yapıp kendi dönemindeki ekonomik müreffehliğin ne kadar artış olduğunu göstermek istemektedir.Lakin devlet babamız bunu yaparken göz önünde bulundurmadığı bir unsur var o da bütün bu bizlerin adına tasarrufta bulunduğu mülkleri kendi mülkü gibi davranıp keyfi kanunlar çıkarmakta ve özel mülkiyete tecavüz etmektedir. 

Bunun en güzel örneğini Muğla’da bugün gördük , emekli memur Orhan Talay , kiracılarının zor şartlar altında yaşadığını düşünerek zam zamanında %30 luk oranındaki zammı yapmayıp üstüne üstelik kira tutarında indirim yaptığını öğreniyoruz.*.İşte burada bireylerin tamamen kendi inisiyatiflerinde olaraktan zam ya da indirim yapması kişilerin kendi ellerinde olmalıdır.Devleti alimiz kişilerin kendi mülklerini çocuklarına dahi verseler oturmaları için bunu kabul etmeyip etraftaki kiraların değeri olan emsal değerden kira geliri istemektedir.Çocuklarımız için bile biz kendi evimizi veremiyorsak daha ne denmeli bilemiyorum!bu kanunları çıkaranların kişilerin serbest piyasaya inanmadıklarından dolayı böyle yaptıklarını inanmaktayım.Bir kişi bir mülkünün kirasını yüzde bir milyar arttırırsa ve kendi mülkünün değeri X ytl iken bu ederin bir milyon katını isterse bu kişinin evi doğal olarak boş kalacak ve bu tutarı istemesinden dolayı bu kirayı verecek bir kişi çıkana kadar kendisi bu mülkiyetin getireceği gelirden mahkum kalacaktır.Bunu düşünen her aklı başında mülk sahibi piyasada kendi evinin değerini bilir ve kendi mülkünün özeliklerini de göz önünde bulunduraraktan bir kira tutarı belirler.Ve buna göre bir kira artış oranı belirlerken devletin burada zam oranını belirlemede işi ne bunu ben çözemedim.Ev sahiplenirini, işçi sendikası gibi gören zihniyetin sona ermesi dileklerimle güzel günler dilerim. 

*

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*