Terli ve Kelepçeli Çocuklar

öncesi diyarbakır, o benim en esmer çocuğum…

siverek, bir toz bulutu ardında “kentsiz”bir öpüş.

urfa, simsiyah bir yaradır. dualar dökülür eteklerinden.

silvan, ipek yoludur ışık çalar diyarbekir gecelerinden.

 hazro , bir unutuştur;

lice’ye güven olmaz, o hepillegal…

ergani, yazlı anılar ilçesi ve tarihin saklı mabedi.

 şırnak, terlidir ve kelepçelidir… sav(ur)rulur…

patnos, vurulmuş, faili meçhul!

kurtalan, beton istiyor; betondan ve demirden bıkmış!

siirt, üç dil konuşan koca bir köydür.

batman, siyah akan bir yetim.

hakkâri, bir ölü evi… idil, bir ayağı cudi!de, göz göre göre.

 baykan, bir tutam kaçak tütünle savrulur kahvelere…

ağrı-lı, dağa tutunur…

“burası muş, yolu yokuşmuş”yok artık ; panzerler dümdüz etmiştir gide gele…

ne “van”da şan” kalmıştır, ne “bitlis”te beş minare”,

 ama erek dağı yerli yerinde ve lağım akar bitlis’te…

şemdinli, hep uzaktır, sınırlar konulmuştur bir de yakın olduğu; özler durur bir şeyleri kimseler bilmese de.

mardin; ışıklı banka panoları önünde eşekli köylüleri; kaçak çay içer ve çağından kaçaktır gündüzleri.

 pervari, hasretinden utanan bir eşkıya kaderi!

kızıltepe’nin tepesinden puşusinji almışlar; dolayıp kızıllığını tel örgülere, ne için de mehmetçikler koymuşlar, bundan kuma görmüş gelin gibi kırgındır

 (…)

Yılmaz Odabaşı

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

1 comment

  1. canarkadaş diyor ki:

    Amarat şiir önerin için teşekkür ederim, bu şiir siteme ve bana uygun değil.. sizin formatınıza uygunsa bende size bu şiirimi tavsiye ederim, kolay gelsin, başarılar.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*