Entelektuel.com

TSK’nın son dönemde yapmış olduğu belli başlı hatalar var ve bu hatalar yüzünden en güvenilir kurum olma özelliğinden çıkıp bu kurumun yerine Cumhurbaşkanlığı kurumu almıştır. TSK’nın yapmış olduğu en büyük hataların nedeni bu kurumun içinde var olan ve yanlış yapan kişilere sahip çıkmasıdır. Özellikle İlker Başbuğ’un çıkıp Law silahına boru, ıslak imza olayında ise bir kağıt parçası olarak halkı kandırması, kendi askerlerine sahip çıkmak için hatalar üzerinde hiç hata yokmuş gibi davranması orduya güvende düşüşte en büyük neden olarak görüyorum.

Ayrıca İlker Başbuğ’un ve Deniz Baykal’ın söylemlerinin birbirleri ile genelde uyuşması ve Deniz Baykal’ın meclisi işlemez hale getirmeye çalışması ve buna en son olarak yargı organlarının bir olmasıyla hükümetin sadece muhalefete değil, Muhalefet, Yargı ve Ordu’ya karşı her cephede kendisini korumaya alması gerekir olmuştur.

TSK’nın en büyük hatalarından birisi ise bu olayların çıkıp basına sızdıktan sonra sürekli olarak belgenin doğruluğu ya da yanlışlığı üzerine araştırma yapmak yerine “Tamam ama bu belgeleri kim sızdırdı.” diye ortalığı velveleye vermiş olmasıdır. Şimdi de Gölbaşı’ndaki bombaları kimin ihbar ettiği üzerinde araştırma yapıyormuş. Neden bu bombalar askeri araç ile taşınmıyor bunun sorumlusu ya da sorumluları kim diye araştırmak yerine neleri inceliyorlar. Bu araç bir kaza geçirseydi belki küçük bir kaza olacakken nasıl bir patlama olacağını düşünemiyorum bunu hafsalam almıyor.

Sonuçta ülkesini, milletini seven bir vatan evladı çıkmış ve bazı yanlış giden olaylara artık sessiz kalmamaktadır. Bir de halktan bir kesim var darbecileri ve cuntacıları savunur gibi, darbe dönemlerinde neden polis asker karşısında sus pustu da şimdi sesi çıkmaya başladı. Bu arkadaşlara polisin mıntıkasında yer alan bölgede polisin zaten sesi çıkması gerekiyor. Neden alttan alması gerecekecek ki?

Ayrıca bu en son gölbaşında yakalanan bombalar konusunda ise ortalıkta o kadar çok bomba çıkar oldu ki sıradan vatandaşlar bile artık komplo teorileri üretmekte mahir hale geldi. İşte benim de bir komplo teorim var.

Nasıl her yerde bombalar çıkıyor, ülkenin savcıları dindar insanlar üzerinden prim yapmaya ve halkı galeyana getirmek istiyor ve bunlara sahip çıkan bir kesim de halk var ve bu yüzden bildiklerini okumaktan hiç çekinmiyorlar. Bu bombalar bu kişiler gibi düşünen çeşitli kişiler, cuntacılar, tarafından yaklaşan nevruz olaylarında kullanılacak ve toplum yapılan bahar şenliklerinde bir çok kişi öldürülecekti.

Bu normalde çok saçma gibi gelse, oha artık bu kadarı da olmaz dese bile bu ülkenin bazı insanları Koç müzesinde çocukların gezi gününe denk getirip daha fazla kişiyi katletmesini planladığını düşünürsek bu bombaların nevruz olaylarında kullanılmayacağını kim söyleyebilir?