Vicdan sahibini arıyor
entelektüel // 2 Haziran 2010 // 0 yorum // kategori: Güncel31 Mayıs 2010 akşamı ben de birçok vicdan sahibi insan gibi Levent’te bulunan İsrail Konsolosluğu önüne gidip eyleme katıldım. Eylemin hiçbir işe yaramayacağını söyleyenler her daim olmuştur. Ben de zaten eylemin direkt bir etkisinin olacağını düşünmüyorum fakat hiç tepkisiz kalınmasının da anlamlı olmadığını düşündüğün için O gün oradaydım.
Zaten gün boyu Konsolosluk önünde birçok eylem yapıldı, TKP, Disk, Kamu-Sen, İHH, İmam Hatip Liseliler ve birçok grup eylem yaptı. Gün boyu bu eylemlerde atılan sloganları duydum. Öğlen 12:30’da Taksim’de büyük bir eylem yapılacağı anonsu duyurulmuştu. Birçok kişi Taksim’e gitti fakat konsolosluk önü de hiç bir zaman boş kalmadı. Küçük gruplar şeklinde olsa da insanlar sürekli konsolosluğun önünde nöbet tuttu.
Hava kararmaya başladığında birçok kişi bölgeye akın etmeye başladı. Başlangıçta Büyükdere Caddesinin konsolosluk tarafında bulunan yol tek şeride düştü ilerleyen vakitte bu yol tamamen kapandı. Büyükdere’nin Tefken Tower tarafında bulunan yol ise trafik akışına devam etti.
Organizasyonu İHH düzenliyordu, ses sistemleri kurulmuş, İstanbul’u turistlere gezdirmek için kullanılan üstü açık otobüs sanırım kiralanarak oraya getirttirilmiş ve üzerine konuşmacılar çıkıyordu.
Birçok farklı grup vardı. Hepsi İsrail’e lanet okuyor ve sloganlar atıyordu. Zaman zaman birkaç kişi konsolosluk yönünde taşlat attıkça İHH yetkilileri bunun doğru olmadığını, bu yapılan hareketin insanları zor durumda bırakacağını, polislerin zor kullanmak zorunda kalıp gazlar ile aramızda bulunan kadın ve çocukların zor durumda kalacaklarını belirtiyordu. Açıkçası bu telkini dinleyen bir kesim vardı fakat genç kişiler zaman zaman bu telkinlere kulak asmıyordu.
Kimi insanlar orada sadece başörtülüler, çarşaflıların var olduğunu söylüyorlardı. Bu tamamen yanlış bir bilgidir. Orada vicdan sahipli başı açık kadınlar da vardı. Hatta sevgililer birlikte gelmiş, el ele tutuşup sloganlar atıyordu. İnsanların alınlarında üzerinde Özgür Filistin yazan bez bantlar bulunuyordu. Kimi insanların bir rahatsızlığı da eylemlerde neden Türk bayrağının bulunmayışıydı. Bu kişiler keşke o an orada bulunsalardı ve Türk bayraklarını görselerdi.
Eyleme katılırken bir ara maçlarda kullanılan meşaleler kullanıldı, bir yandan da düdükler dağıtıldı. Herkes ıslık çalıp düdüklerini çalıyor, sloganlar atıyordu. Açıkçası o kalabalık içerisinde bu kadar yoğun ses bombardımanı ve göğün kırmızıya dönmesi ile bir an kendimi bir savaş anında hissettim. Kaçmak istesen kaçamayacağın bir ortamda bulunmak ne demek belki anlayamam ama İsrail’in misket bombaları altında yer alan insanların ne hissettiğini bir nebze anladım ve bunun çok korkunç bir durum olduğunu söyleyebilirim.
Konvoyda yer alan kişilerden birisi Ömer Karaoğlu, bir neslin ezgilerini severek dinlediği bir sanatçı. Eylemin en güzel anlarından birisi de orada yer alan yaklaşık 5.000 ( esasında sayının da çok önemi yok, belki daha fazla belki daha az) kişinin hep bir ağızdan Ömer Karaoğlu’nun söylemiş olduğu ezgileri hep birlikte söylediği andı. Ezginin sözlerini bir düşündüğünüzde çok manalı olduklarını sizler de göreceksiniz.
ŞEHİT TAHTINDA
Şehit tahtında Rabbe gülümser Ah binlerce canım olsaydı der Ümitsiz olmaz ümitsiz olmaz Dağları oyup zindan etseler Yarasız olmaz Çilesiz olmaz Şehit tahtında Rabbe gülümser Karanlık ölür zülümat ölür Anladım artık Uhud ve Bedir Şehit tahtında Rabbe gülümser Ömer Karaoğlu |
LAİLAHEİLLALLAH
Bir avuçtuk biz göklere sığmayan La ilahe illallah Yar oldun gönlüme, sevgi ektin içime La ilahe illallah Alnımızın akli zalime kâbus olur La ilahe illallah |
Bu iki ezgiyi herkes hep bir ağızdan söyledi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar çeşitli protestolar yapıldı. Birçok slogan atıldı. Yolun öte yanından geçen kamyonlar, otobüsler ve araçlar da destek amacıyla kornolarını çalıyorlardı.
Vicdan sahibini ararken ben oradaydım. Bu yüzden mutluyum. Açıkçası İsrail’in yaptıkları ya da yapmadıkları hakkında söylenecek birçok söz var fakat ben bunlar yerine bu eylemi anlatmak istedim.
Bünyamin’in yazısını okumanızı öneririm.
http://nahnu.org/mavi-marmara-ve-gayretullah/
Ayrıca;
Kahvegibi bloğunun yazısını da okumanızı öneririm.
http://kahvegibi.blogspot.com/2010/06/insan-olma-cabamz-hatrlamak.html
Görsel;
Etiketler: Vicdan sahibini arıyor