Yeni teşvik yasası

Yeni teşvik sistemini Başbakan Tayyip Erdoğan açıkladı. Açıklamaya göre ülke 4 bölgeye bölünüyor ve bu bölümlendirmeye göre çeşitli sektörlere çeşitli destekler verilmesi öngörülüyot. Tekstil gibi bir çok ara elamanın çalıştığı bir sektörü doguya kaydırmak oldukça mantıklı.  Böylelikle doğuda vasıfsız olarak çalışabilecek bir çok kişi tekstl sektörüne girebilir. Böylelikle ülkedeki işsizlik oranları azalır ve insanlar mutlu ve mesut bir halde çalışır.

Şimdi bir liberal olarak benim bu teşviği eleştirmem gerekiyor. O zaman eleştirmeye başlayalım.

Eleştirimize başlamadan önce teşvigin güzel bir yanı olan Genel teşvik bölümüne  baktığımızda Kurumlar vergisinin hali hazırda %20 olması çok büyük bir haksızlıktır. Devlet denen güç hiç bir şey yapmamasına ragmen sizin zararınıza ortak olmamasına ragmen k( şapkalı a ) rınızın %20 sine ortak olmaktadır. Böyle bir sistemin düşünülememesi gerekirken bizim sistemimiz de belli etmeden kaçırmanın doğal karşılandıgı bir yerde insanlar sürekli vergilerini düşük matrahtan göstermektedirler. Bu nedenle bu ülkede kurumlar vergisinin oranının ne olduğu esasında pek önemli değildir.

Her ne kadar böyle desem de gelir ve giderini süzgün olarak yansıtan bir firma için bu vergi çok önemlidir.

Teşvik konusunda yer alan unsurlar şunlar;

1-Kurumlar / Gelir vergisi oranları

2-SSK primi işveren hissesinin devlet tarafından ödenmesi

3-Faiz desteği

4-Yatırım yeri tahsisi

5- Kdv istisnası

6- Gümrük vergisi muafiyeti

Bu teşviklerin içinde en beğendiğim olan teşvik tabiki de herkesin aynı oranda faydalanabileceği olan kurumlar vergisinde bulunan indirimler. %2’ye kadar iniyor bu oran. Şöyle örnek vereyim. İstanbul’da büyük bir tekstil fabrikasının yıllık karı 1.000.000 TL olsun, bunun üzerinden 200.000 TL vergi ödeyecekken şimdi bu fabrikasını 4. bölge illerinden birisi olan Şanlıurfa’ya taşırsa sadece 2.000 TL vergi ödeyecek. Yani şirket 198.000 TL vergi ödememiş olacak. Bu açıkçası muazzam bir destek. Büyük firmalar bunu asla kaçırmayacaktır.

Ayrıca bir önemli destekde işverenlerin işçi çalıştırıdıgında şayet nisan 2009 tarihinden sonra işçi almışsa bu kişilerin ssk işveren primini devlet ödeyecek. Bu şekilde olunca işveren hem ssk yükünden hem de vergi yükünden sıyrılmış oluyor. Bütün bunlar işverenler için afyon kaymaklı künefe tatlısı gibi. Tekstil firması fabrikasını taşırken yapacağı nakliye masrafını bile devlet verecek.

Açıkçası devlet bu desteği veriyor ve bölgelere göre çeşitli oranlar belirliyor. Bunu bölgelere ayırması güzel bir durum fakat bu nisan 2009’dan sonra alınacak elemanlar için uygulanması kötü. Zira bir firma personelini çıkartmayıp kriz ortamında masraflarını başka maliyetleri kısma yoluna gitmişse bu kişi cezalandırılmış oluyor. Esasında bütün çalışanlar için bir ssk prim oranlarında indirime gidilmesi gerekiyordu.

Teşvik sisteminde eksik kalan bir unsurda hep işverenlerin düşünülmesi. Neden işçilerin üzerinde bulunan gelir vergisinin düşürülmesini hiç kimse söylemiyor. www.entelektuel.com

Ayrıca sadece işsizlik bitsin diye toplum yararına işçi çalıştırma gibi bir proje var bu teşvik sistemi içerisinde evlerden ırak. Devlet sadece işsizlik oranını düşürmek için insanları işçi olarak alacak ve bu kişilere kamu yararına işler yaptıracakmış. Erozyonla mücadele falan.

Bu işçilerin bir daha işten çıkarılamayacağını düşünüyor ve kamunun üzerine bir yük biniyor. Misal ben işverenlere bu kadar destek sağlanırken bir çalışan olarak benim sene sonunda %35 vergi vereceğimi hala anlayabilmiş değilim. Benim çalıştıgım şirket %2 verecek ben %35. Kim kimden zengin anlayabilmiş değilim.

Teşvik kanununun pdf halini görmek için bu satırı tıklayınız.

Bu arada neden kimse KDV indiriminde bulunulmadığını açıklayabilir mi ?

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*