Avrupa Birliği

malum sonla bitecek hazin sona bir kala 1 Ocak 2007 tarihi bizim için bayramın ikinci günü , ki müslümanların çoğu için bayramın üçüncü günü , iken , kimileri için yeni yılın ilk günü olması hasebiyle ayrı bir özellik arzederken Bulgaristan ve Romanya için ülkelerinin ulusal kurtuluş günlerinden daha çok hatırlanacak bir tarih olmuştur.Bunun yenage sebebide Avrupa Birliği gibi üye olma süreci ve üye olma durumunda duruma göre kredi ve karşılıksız yardımların açılacağı , Avrupa Birliğine katılma günü olmasından dolayıdır.

Şahsen bu ülke vatandaşlarıda kendilerini ülke sınırları olarak esasen Avrupa’da yer alırken birlik olarka kendi içlerine sindiremedikleri bu ülkeleri kendi bünyelerine katmaları beni derind üşüncelere gark etti.Bunun yegane sebebide 1995 yılında başvurdukları Avrupa birliği macerasına 2000’in Şubat’ına kadar sürüp başlanılan müzakerelerin 2004 yılında tamamlanması ve katılım anlaşmasının 2005 Nisan’ında imzalanması ve ilgili komisyonun 26 Eylül 2006 tarihi itibari ile son izleme raporunda her iki ülkeninde Avrupa Birliği üyeliği için yeterli kapasitede olduklarını belirttikten sonra inceden bir ayar verip birkaç ufak pürüzün önemli olmadığını bunu da kendi içlerine girince belirli önlemlerle karşılanabilecegini söyledikten sonra bu ülkeleri resmen Avrupa Birliği sınırları içerisindeki üvey evlatlıktan çıkarıp has kardeşler kabul edip karındaş sayısını 27ye çıkarmışlardır.

1995 yılında başlayan zorlu süreç bu ülke için 12 yılda tamamlanırken bu ülkelerin Türkiye bu aşamaları kaç 12 yılda tamamlayacağu süpheli halde bekliyor. Şu aşamada dahi müzakaerelera başlamış bir ülke olarak , ki ilgili ülkeler müzakereler başladıktan 4 yıl içinde müzakereleri bitirip müzaker abaşlangıcı esas alındığı takdirde 7 yıl gibi bir süre zarfında birliğe üye olmuşlardır.Avrupa birliğinin isminin Avrupa Ekonomik topluluğu olduğu yıllarda ( Temmuz 1959 ) ülkemiz bu topluluğa başvurmasına karşın , müzakerelere başlaması gecen yıl olmuş ve ne zaman tamamlanacağı belli olmayıp , kendisine karşı aşırı bir önyargılı davranan topluluga ne zmaan girecegimizin kesin bir tarihi olmamakla birlikte birlik üyesindeki kimi yetkililerin Türkiye’nin topluluğa girmeye yakın yıllarda topluluğun kuruluş amacından saptığı ve döndürülemeyen bir paradoksa girmiş olacağı söylentileri hafif dalga hafiftende gerçeklerle ifade edilmektedir.

Bu iki ülkenin birliğe alınmasıyla biz Türkiye’lilerin kafasında takılan bir kaç konu başlığı açıldı.Ekonomik büyüklükleri Türkiye ile başetmesi mümkün dahi olmayan bu iki ülkenin milli gelirlerindne daha fazla olan ülkemizin kişi başına düşen milli geliride , iki ülkenin nufusları toplamınının iki katından fazla bir nufusa sahip olmamıza ragmen , iki ülkeden daha fazla .Türkiyedeki kişi başı milli gelir resmi verilere göre 4710 $ iken ,Romanya’da  3830 $ , Bulgaristan’da 3450$ olarak gözükmektedir.

Bize her zaman ekonomimizdeki kötülüklerden dem vuran Ab komiserlerinin esas niyetlerini yavaş yavaş Türkiye Halkı daha iyi anlıyor.Ekonomik sorunlar yaşayan , tarım gibi sorunu olan , serbest piyasa ekonomisine yavaş yavaş alışan ülkelerin bizlerden ne farkı olduğunu anlamak biraz zor.Hal böyle iken Rusya , İran gibi imparatorluk kökeninden gelen , kanında imparatorluk ruhu taşıyan bizlerin , inşallah  en kısa zamanda kendine  gelip muasır medeniyetlere örnek bir devlet olmamız gerçeğini zihnimizde ve damarlarımızda anlamlandırırız.

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

5 comments

  1. Mehmet Yilmaz diyor ki:

    Avrupa Birligi projesi henüz tarifi yapilmamis bir proje. Bu bakimdan Türkiye buna dahil olmali ve projeyi kendi çikarlari dogrultusunda etkilemeli kanimca.

    Müsadenizle asagidaki yaziyi tavsiye ederim :

    http://www.derindusunce.org/2007/09/02/hiristiyan-birligini-bozalim/

    Saygilarimla

  2. Kâzım Mızrak diyor ki:

    “ALLAH’ın bahşettigi nefesi boşa harcamaktır”

    “İnşallah kendileri de dogru yolu bulup özgürlükçü bir yola girerler.”

    @ Amarat

    Merhaba efendim.. cevabınızı çok zaman önce okumuştum. Yanıt yazma konusunda bir gereklilik görmemiştim. Şimdi ise geçiyorken uğradım, ve acizane selâm edeyim dedim…

    Cevabınız bizi teselli etmişti o günlerde.. o siteyi bir kaç gün takip ettikten sonra ilgilenmeyi bırakmıştım. Ben, bana düşeni yaptım diye düşünmekteyim.

    Bir noktaya kadar duyarsız kalmamlıyız.. sonra sizin de yukarıda dikkat buyurduğunuz gibi, inatlaşmadan uzaklaşmalıyız kavga yerinden ! Müslüman kimse, haklı olsa bile tartışmaz kavga etmez. Biz böyle öğrendik. Zira, bu insanlar ile muhatap oldukça onlara benziyoruz zamanla.. çirkinleşiyoruz.

    Üzüm üzüme baka baka kararır demişler.. biz bir adım attık, onlar icabet etmiyorlarsa keyifleri bilir. İnanıyorum ki, güneşi balçıkla sıvayamayacaklar.

    Allah râzı olsun, desteğiniz için teşekkür ederim. Her ne kadar sükûn etsek de, yüreğimiz mücadeleden yanadır. Bilinsin.. şimdi, tefekkür zamanıdır.

  3. amarat diyor ki:

    Sayın Kazım Bey
    Bu tarz kişiler özgürlük nedir bilmeyen kişiler bu kişilere cevap vermek ALLAH’ın bahşettigi nefesi boşa harcamaktır.bununda sebebi karşı tarafın anlamak istememesi bizleri.Bununda esas sebebi kendi gibi düşünenlerin yetiştirilen zamanın gençleri günümüzün idarecileri en fazla 20 yıl sonra Hakkın rahmetine kavuştugu zaman kanuni olarak hiç bir sakınca olmayıp sadece yorumlamadan kaynaklanan sorunlar kalkacaktır.
    Mevlananın bir sözü olması lazım sanırım.Ne kadar söylersen söyle karşındakinin anladıgı kadardır.

    İnşallah kendileri de dogru yolu bulup özgürlükçü bir yola girerler.

  4. Kâzım Mızrak diyor ki:

    Deklârasyon: Kale, içerden yıkılır…

    SAYIN ENTELEKTUEL.COM YAZARINA,

    Arkadaşlar,

    Son günlerde http://www.ataturkcudusunce.wordpress.com
    sitesinde kendilerini Atatürkçü Düşünür olarak tanıtan birileri,
    dine ve başörtüsüne karşı çirkince sözlü sataşma
    ve saldırılarda bulunuyorlar.

    http://www.kemalist.org sitesi bu arkadaşları dinci olmakla
    ve provakasyon yapmala itham etti. Açılan forumu kitlediler.

    http://www.kemalistler.net forum sitesi de aynı şekilde,
    açılan forumu kilitleyerek, bir anlamda ilgili kişilere
    yol gösterdiler.

    Anlaşılacağı üzere Kemalist zihniyetin savunucuları,
    bu blog yazarlarını sahiplenmiyorlar. Bizim de dini inançlarımıza
    saldırıyorlar.. Kimin şahsında peki? Atatürkçü Düşünce
    şahsında..

    Muhafazakar kesim, Atatürkçü Düşünceye ve Sol
    görüşe karşı nefretle düşman edilmek isteniyor olabilir.

    Aynı şekilde, Sol kesim de, bu blog yazarlarının
    haddini aşmış gaye ve emellerine alet ediliyor ve
    bizlere karşı kışkırtılıyorlar.

    Ülkemiz üzerinde kirli oyunlar düzenleyen, hesap
    sahiplerine fırsat vermeyelim.. ve dahi, güya kendisini
    akıl sahibi sanan kara cahillere…

    Kemalist olabilir insan, veya bir Sol görüşü savunuyor
    olabilir; ama bu insan aynı zamanda bir Müslüman da
    olabilir pekâlâ. Kavramları karıştırmayalımm.. Yurt içinde
    birlik ve beraberliğimi sağlamak zorundayız..

    Kale, içerden yıkılır kardeşlerim.. Uyanık olalım…

    Kâzım Mızrak

    22.01.07 10:13

    Konu hakkında, ismimle yazıyorum. Bloğumun adresi,
    http://mizrak.web.tr/2007/01/deklrasyon-kale-ierden-yklr.html
    Bu münasebetle, sizlere yukarıdaki deklârasyonun
    sorumluluğunu aldığımı beyan ediyorum..

    Konu hakkındaki düşüncelerimi bloğumda yazdım, aşağıdaki
    bağlantıyı takip edebilirsiniz.

    http://mizrak.web.tr/2007/01/atatrk-dnce-madurluu.html

  5. amarat diyor ki:

    ab ye girmek ya da girmemek buna gelene kadar bir dünya sorunumuz var bütün sorunların çözümünü ab kapılarında aramak çok saçma.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*