Entelektuel.com

Bilindiği üzere 10 gündür futbol gündemimizi bir Mehmet Topuz olayı işgal etmektedir. Kimdir bu Mehmet Topuz?  Neden bu kadar gündem olmuştur? Ana haber bültenlerine son dakika haberi olarak kadar girecek ne yapmıştır?

Bilindiği üzere Mehmet Topuz Kayseri spor Kulübümüzün bir oyuncusu iken, sezonun bitmesi ile beraber kaptanlığı yaptığı takımının kendi ücretine zam yapmasını istemiş, Kayseri spor yönetimi ise bırakın zammı aldığı ücrette indirime gidilmesi yönünde telkinde bulunması sonucu kayseri spor yönetimi ile Mehmet Topuz arasındaki ipler kopmuştur. Zaten ne olduysa da bu süreçten sonra olmuştur. Kayseri spor yönetimi zaten talibin de yok dediği Mehmet Topuz’u bir nevi üstünü çizdiğini belli etmiş, bu nedenle de oyuncu öncelikle Fenerbahçe başkanına ulaşıp kendisini isteyip istemediğini sormuştur. Fakat Fenerbahçe başkanı kendi takımındaki teknik direktör belirsizliğinden olsa gerek, Oyuncuya yeteri kadar ilgi ve alaka göstermemiş, yinede kulübünden bir bonservis bedeli öğrenmek için Kayseri sporun kapısını çalmıştır. Bu sırada oyuncuya yakın ilgi gösteren Beşiktaş kulubü ve başkanı oyuncunun tatil yaptığı otele gelerek şartlarını sunmuşlar, Mehmet’te çocukluğundan beri tuttuğu takım olan Beşiktaş’ın bu teklifini kabul etmiştir. Ancak Fenerbahçe başkanı, zaten kötü ve kupasın geçen bir sezonun ardından birde transfer başarısızlığı yaşamamak adına gerekli girişimlere hemen girişmiş, kayseri yönetimine adeta açık çek vererek Mehmet’in bonservisi için anlaşmaya varmıştır. Oyuncu ise Beşiktaş forması ile poz vermiş, Beşiktaşlı olduğu çeşitli basın kuruluşlarına deklare ederek, bu dakikadan sonra Beşiktaş forması dışında bir forma giymeyeceğini söylemiştir. Bu dakikadan sonra arapsaçına dönen iş, tamamen kapitalist bir düzene oturmuş ve kayseri spor yönetimi Fenerbahçe kulubü ile anlaştıklarını söyleyerek, bu konuda oyuncunun fikrine yada tercihine saygı göstermemiştir. Transferde kulup ve oyuncu tercihinin aynı yönde olması gerçeği olduğundan ve her 3 tarafta geri adım atmadığından iş tam bir paradoksa dönüşmüştür.

Peki işin çözümü ne olmalıdır? Adeta kızın sevdiği olmasına rağmen gerekli başlık parasını getirene kızı verdiğini söyleyen ve özü kapitalizme dayanan kız babası edasında olan bu Anadolu kulübümüz mü haklıdır? Yoksa pazarda satılan bir mal olmadığını ispatlamaya çalışan, ve çağdaş köleliğe karşı duran bu milli futbolcumuz mu haklıdır? Elbette her ne kadar mukavelesi de olsa, gözden çıkarılan bir futbolcu konumundaki Mehmet Topuz’un buradaki tercihi önemlidir ve saygı duyulmalıdır. Oyuncular bonservis bedeli ile bir kulübe bağlı da olsalar, oynayacakları takımları belirlemekte özgürdürler. Bunun tersi ise çağdaş köle ticaretinden başka bir şey değildir. Zaten endüstriyelleşme adı altında kapitalist sistemin bağrına bırakılmış durumda olan günümüz futbolu bu gibi vakalarla daha da yara almamalıdır. Bakalım Kapitalizmin karşısında ne kadar güçlü durabilecek bu Anadolu delikanlısı… Önümüzdeki günlerde hep birlikte göreceğiz. Yazımızı Dom Helder Camara’nın bir sözü ile bitirelim; “Bir fakire yiyecek verirsem aziz diyorlar, fakirlerin neden yiyeceği olmadığını sorarsam komünist.”

Not: Bu yazıyı ileri de daha çok yazısını göreceğimiz Atilla arkadaşım yazmıştır. Kendisine teşekkür ediyoruz.