Danıştay

Danıştayın türbanlı, yalnız okula girerken türbanını çıkaran bir öğretmenin okul müdürü olmasının sakıncalı olduğu hakkındaki kararı özel hayat-kamusal alan-devlet müdahalesi hakkında kafa yoranların başını ağrıtacak gibi gözüküyor.Kamusal alan içinde laik bir kıyafete bürünmesine karşılık okul dışı alanda türbanlı olmasının sakıncalı olması ancak totaliter çerçeve içersinde açıklanabilir. Zira devlet kamusal alan dışında da memuruna karışabiliyorsa bunun sınırı nedir? Bir memurun iççamaşırına karışmak ya da yatarken giydiği pijamaya karışmakla bunun ne farkı var? Devletin kendi ajanına karışması her ne kadar pek çok kişi tarafından normal görünüyorsa da insanların özel hayatının olmaması gibi bir sonuç meydana getirmektedir. Bu anlayışın kökeni bizim tarihimizden gelir. Yöneticiler devlet memurlarının bir diğer ifadeyle kapıkullarının itaatkar ve devletle organikten de öte bir ilişkiye sahip olmalarını istemişlerdir. Böylelikle toplum yönetici sınıf üzerinden bir yönüyle kontrol edilmiş oluyordu.Günümüzde de devlet, kendi memurlarının “kendi hizmetini karşılayan birer maaşlı vatandaştan” çok, hayatını devlete adamış ve vatandaş değil memur varlıklar olarak var olmasını arzulamaktadır. Tarafsızlık ilkesinin sağlanması memurları vatandaş ve birey ötesi varlıklar yapmaktan geçmez, eşitlikçi ekonomilerin eşitliği sağlayım derken eşitliği anormal şekilde bozması gibi bugün memurların ve bürokratların önemli bir çoğunluğu (doğal olarak) bir siyasi partinin sempatizanıdır ya da ideolojik bir inanışa sahiptir. Memurların tarafsızlığı taraflarla bağlarını kökten koparmakla olmaz. Dini inancı gereği giyinen insanların memur olmasının ne gibi bir baskı unsuru olacağı pratikte hiçbir zaman kanıtlanamamıştır. Örneğin bugün türbanlılar devlet memuru olamamaktadır. Ama belediyelerde memur olabilmektedirler. Yani türbanlılar aslında bugün devletin bir organı olan belediyelerde memur olabilmektedirler. Bundan dolayı şu ana kadar yaşanmış bir kriz ya da olay duymadım. Elbette vardır ancak bu durum ülkenin rejimi veya rejimsizliğini ne derece etkiler? Sonuçta devlet laik bir tutum takındı böylelikle ülkemiz büyük bir badire daha atlattı. hepimize geçmiş olsun. Bir de şu radikal islamın nerden beslendiğini bulsak hiçbir tehlike kalmayacak. 

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

2 comments

  1. TakmaAd diyor ki:

    Din yönetilenler içindir. Yönetenlerin dini olmaz.
    Paranında dini olmaz, çünkü en büyük güçtür.

  2. badraggled diyor ki:

    bizim ülkemizde herşey simge olarak kullanılıyor..
    bir ara bayrak birilerinin simgesiydi, orak çekiçler, başörtüler, sakallar, şimdi bizim allah’la aramızda bir hükümet var
    ama onların allah’la aralarında da amerika…

    ne yapmalı????

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*