Youtube yasağı ve düşündürdükleri
entelektüel // 19 Ocak 2008 // 7 yorum // kategori: Liberalizm, SiyasetYou Tube’a ulaşım ikinci defa engellendi.
İlkinde dilekçe vererek açılmasını istemiştik. İkinci YouTube’a Erişim Yasağını ilkini protesto ettiğimiz gibi yasağın demokrasi ve anayasaya aykırı olduğunu belirten bir dilekçeyle protesto edeceğiz.
Yürütmeyi durdurma kararı için vereceğimiz dilekçede imzan olsun istiyorsan sen de bize katıl.
Protesto gençlerin kendilerini ilgilendiren bir konuda hak aramasıdır.
Dilekçe Sultanahmet Adliyesine Ankara’daki ilgili mahkemeye iltilmek üzere verilecek.
GÜN : 21 OCAK 2008 PAZARTESİ
SAAT: 11:00
BULUŞMA YERİ: SULTANAHMET ADLİYESİ ÖNÜ
BULUŞMA SAATİ: 10:30
Bu da Facebook’ta katılabileceğiniz eylemimizin Linki;
YOUTUBE YASAĞINI PROTESTO
“İkinci defa kapattılar ikinci defa açtıracağız.”
This event is planned to start at 11:00 am on Jan 21, 2008 at Sultanahmet Adliyesi.
Etiketler: entelektüel > entellektüel > Liberal > Liberalizm
yasak falan yok aslında
http://www.ninjaproxy.com var.. ordan her siteye erişim mümkün.
tabi yaw a.q dört tane dangalağı bu haltı yedi diye bizim ne suçumuz var karlı çıkan onlar oldu hem onlar yapıyo bu işi cezasını biz çekiyoz ark o zmn google yide yasaklayın burada arama motoru demi ama ne arattırırsan ona bakarsın bu ne saçmalık yaw o zmn ne yapım ben interneti kapattıracam şerefsizim bu hafta bu ne la ona yasak buna yasak
YouTube açıldı:)
emeği geçen, özgürlük adına dert edninen herkese teşekkürler…
yapmayın arkadaşlar insanoğlu bu kadar kirlenmeye ve kirletmeye müsaitken bize böyle siteler yaramaz,internette her kötülüğü bulmamazı kolaylaştıran sitenin kapanmasına hiç üzülmedim.ileride aman çocuğum o siteye mi bakıyor diye enşilenmem gerekmeyecek.insanların çok rahat küfür ettikleri kötü alışkanlıklarını sergilediği çocuklara faydasız örnek olduğu için ben kapanmasına destek veriyorum.yaşasın türk adaleti.eğer özgürlük istiyorsanız özgürlüğün anlamını öğrenmeniz gerekir.
Sözde değil, özde faşizm
Youtube’a erişimin yasaklanmasına ilişkin karar, Atatürk’e hakaret eden videoların varlığına dayandırılmış.
(http://www.timesonline.co.uk/tol/news/world/europe/article1483840.ece)
Yersen…
İyi numara…
Bir taşta iki kuş vurulacak. Hem iletişim özgürlüğünü kısıtlamak için toplumun tepkisini ölçmek (kurbağanın altındaki ateşi biraz daha harlandırmak) denenmiş olacak, hem de Türk kamuoyunda “bu kısıtlama başınıza Atatürk’ün korunmasına ilişkin kanun nedeniyle geldi “ izlenimi yaratılarak tepkiler Atatürk’e yönlendirilecek.
“N’apalım ‘bağımsız yargı ‘ böyle bir karar almış ? İktidarın ne sorumluluğu olabilir ? ” diye sırasını bekleyen kurbağalar olarak saflık sergilemeyelim. İslamo-faşist iktidar yalnızca hükümetten ibaret değildir ve ahtapot gibi kollarıyla artık her yere ulaşmış, sıkmaya başlamıştır.
Örneğin bugün ülkede “savcılı infaz” diye ölümlere dahi yol açan yeni bir süreç sergilenmektedir. AB’ye uyum düzenlemeleri adı altında poliste gözaltı süreleri kısaltılmış gibi bir tavır takınılsa da, bundan bin beter olmak üzere, mahkeme önüne çıkartılmadan tutuklu olarak içeride tıkılı tutulma süreleri (iktidar tarafından “ ezilmek “ istenen kişiler için) katlanılmaz ölçüde arttırılmıştır.
Van 100. Yıl Üniversitesi rektörü Yücel Aşkın ile aynı üniversite genel sekreter yardımcısı Enver Arpalı’nın tutuklanışlarını, Fetoşçu savcının iddianameyi ‘sözde’ bir türlü hazırlayamaması nedeniyle mahkeme önüne aylarca çıkartılmayıp hapiste süründürüldüklerini ve nihayet Enver Arpalı’nın bunalıma girerek intihar ettiğini unutmayın.
Bu konudaki en son örnek de yazar Ergun Poyraz’ın durumudur.
Yazdığı “Musa’nın Gülü”, “Musa’nın çocukları”, “Patlak ampul”, “Kanla Abdest Alanlar”, vb., kitaplar ile yalnız AKP tayfasını değil, ülkemizin bir çok kuruluş ve makamında artık iktidar koltuğuna oturmuş bulunan Fethullahçıları da çok kızdırmış olan Ergun Poyraz, 22 Temmuz seçimlerinin hemen ardından 26 Temmuz 2007 günü gözaltına alındığından beri “içeri”dedir. Sözde onun da hakkında iddianame hazırlanamadığı için, mahkemeye çıkmayı beklemeye mahkum bir şekilde yaklaşık altı aydır “içeride”dir.
Özetle; bir savcının şöyle ya da böyle bir takdir kullanması ve buna uyacak bir mahkeme bulunması durumunda, ülkemizde artık garip bir infaz türü icat edilmiş olduğu izlenimi edilmektedir.
Durum, ısıtılmakta olan ve sırasını bekleyen kurbağalara önemle duyurulur.
Youtube tüm insanlığındır..Benimdir..Benim olanı kimse benden alamaz…Kimse bana kul muamelesi yapamaz..Kimse beni dünyaya rezil edemez…Kimse Türk Milleti hakkında “vah zavallılar ne hukuksuz ülkede yaşıyorlar” dedirtip bize acınası gözle baktıramaz…
Yüreğimizdeki Atatürk sevgisi birkaç rezilin alçaklığıyla güçlenir/ zayıflamaz..Yüzlerce yıllık Türk düşmanlarının bize saldırmasına niye şaşırıyoruz başka ne demelerini bekliyorduk ? Överlerse şaşıralım / havlarlarsa gururlanalım..
Vay be. Ne youtube muş ama… Youtube olmadan yaşayamıyoruz baksanıza şu hale !