Ey işçi, Titre ve kendine gel

1 Mayıs günü Taksim’de önemli bir olay çıkmadan sonra erdi. Ben de o sırada özgür radyo’a  1 Mayıs’ın ilk çıkışının nasıl gerçekleştiğini dinlemekle meşguldum.

Öz itibariyle değişen pek bir şey olmada dahi bu değişimin yaşanmamış olmasının saçmalıklarını hala dinlemekteyiz. Lokavt kelimesinin anlamını bilmeyen onlarca işçi varken lokavt istemiyoruz gibi cümleler kuruyorlar.

Tekel işçileri tutup bir sendika başkanını sahneden indiriyor. Umarım tekel işçilerine karşı diğer işçiler şefkatli şefkatli bakmak yerine bu tekel işçilerinin kendi vergilerini yata yata, hatta osura osura maaşlarını aldıklarını hatırlarlar.

Her ne ise artık, esas olan işçilerin titremesi, Ne idi o. İşçiler 1 Mayıs’ta lokavt hakkı diye yırtınırken acaba neden kendi maaşlarından kesilen işsizlik fonundan 5 Milyar TL’nin GAP’a aktarıldığını sormuyorlar.

1 Mayıs meydanlarında bu soru sorulursa emin olabilirsiniz ki ilk önce o meydana koşacak kişi benim.  Gelir vergisinin %85’ini ben gibi çalışanlardan kesip toplayacaksın, daha sonra bu yetmiyormuş gibi işsizlik fonu diye bir fon oluşturup bana dağıtman gereken parayı GAP’a yatıracaksın. Sonra tutup sosyal devlet diyeceksin.

Bir zamanlar Erbakan’ın bir sözü vardı. Hadi oradan, Hadi oradan.

İşte size öyle sesleniyorum, Hadi oradan.

Siz işçi kardeşlerim, alın teri ile ekmeğini çocuklarına götürmek için çalışan işçiler, 1 Mayıs’ta mantıklı isteklerin olsun. Misal bu işsizlik fonunu dillendirmeye hazır mısın?

O zaman titre ve kendine gel.

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.