Sivil anayasa üzerine

              Anayasa, bir toplumda yaşayan kişilerin ortak şekilde beyan ettiği ve uymayı taahhüt ettiği kurallar bütünüdür.Anayasanın özü sınırsız güce sahip olan devlet erkinin o ülkede yaşayan bireylerin temel hak ve özgürlüklerini yok etmek isteyen kişilere karşı bir karşı durulun biçemidir.Devletin şekli ve yönetim tarzının ve birey hak ve özgürlüklerini temel olarak biçimlendirmiş , ülkemiz insanları için olmazsa olmaz ve üzerine herkesin bir okuma yapması gereken kurallar bütünüdür.         

              Dünya üzerine ilk anayasa 14 Mayıs 1787’de Amerika Birleşik Devletleri’nde ilan edilmiş ve yedi madde gibi ülkemiz anayasasına göre oldukça kısa olmasına karşın, İngiltere gibi yazılı bir anayasası olmayan ülkelerde vardır.Bizim ülkemizde ise mutlaka bir anayasanın olması gerekiyormuş gibi tartışmalar sürerken hiç kimse bizim ülkemizin anayasaya ihtiyacı olup olmadığına ilişkin bir söylemde bulunmamaktadır.Zira ülkemiz anayasasında herhangi bir başörtüsü yasağı olmamasına karşın uygulamada bu yasak ve diğer bir çok özgürlüğü kısıtlayıcı yasak yüzünden anayasamız değiştirilmek için meclis bir çalışmaya girmiştir.            Peki bu anayasanın diğer anayasalardan farkı ne olacaktır ? İlk başta sivil bir anayasa olacaktır.Sivil anayasa demek herhangi bir askeri güç olmadan toplumun tamamen kendi inisiyatifi ile toplumun tamamen bir demokrasi örneği sergileyerek yapacağı maalesef 1923 yılından itibaren ilk sivil anayasamız olacaktır.           

           Anayasayı kim yapabilir ?          

           Ülkemizde belirli kesimlerin her türlü hükümet icraatına karşı gelmekte ve tamamen önyargılı bakaraktan hükümeti toplum nezdinde küçük düşürüp kendi uygulamalarını diretmektedir.Yeni çıkacak anayasanın bir kurucu meclis tarafından oluşturulması gerektiğini bu sebepten dolayı bu meclisin bu mukadderata sahip olmadığını beyan etmelerine karşın şimdiki meclis tamamen meşruluğunu kazanmış olmasına karşın hala bir takım kişiler bu duruma karşı çıkmaktadır.

        Halbuki Adalet ve Kalkınma Partisi’ni hiç kimse sivil anayasa yapması hususunda zorlamaya tabi tutmamış , hükümet bunu tamamen kendi inisiyatifi ile o kimi kişilerin dillerine pelesenk ettikleri demokrasiyi savunma ve dünyanın en ince kitabı olan Türkiye’nin demokrasi tarihli kitabının sayfalarını arttırma çabasında olmasını takdir etmeliyiz.          Anayasanın hazırlanış biçimine bir çok kesim karşı geliyor bunların yegane argümanları Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kapalı kapılar arkasında bir anayasa hazırlatması ve bu taslağı halkın önüne koymuş olması argümanıdır.İnsanlar böyle düşünürken herkesin tamamen örtüşeceği bir anayasanın olamayacağı ve bütün ülke halkının toplumsal sözleşme adına Taksim Meydanı’n da toplanıp ortak bir anayasa yapılamayacağını düşünemiyorlar, elbette birisi çıkıp bir taslak hazırlayacak daha sonra bu ülkenin bütün kesimlerini temsil eden sivil toplum örgütleri tarafından eleştiriye maruz kalıp en iyi, ideale en yakın anayasa hazırlanacaktır.Bu tarz bir anayasa çalışmasını Güney Afrika’da ,sürece bütün halkın katılması ile oluşturulmuş ve gerçek manada bir sivil anayasa hazırlamışlardır.         

            Bir diğer sorun ise anayasa kitaplarının sadece hukukçular tarafından anlaşılır bir tarzda hazırlanmasından dolayı ilköğretimin 7. senesinde verilen vatandaşlık dersi dışında hiçbir zaman ortalama Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı okumaz.Bu sebepten dolayı anayasa hazırlayıcıların halkın anlayabileceği ve muğlaklıktan uzak bir anayasa çalışması yapılmasıdır.         

            Her ne şekilde olursa olsun yapılacak olan yeni anayasanın , ülkede yaşayan bütün kesimler tarafından benimsenecek, ayrımcılık içerisinde olmayan, birey hak ve özgürlüklerini göz önünde bulunduran,hakkaniyetli bir şekilde günümüz dünyasına ve geleceğe ışık tutacak bir anayasa olması gerekmektedir. 

entelektüel

Edebiyatı sever, şiir dinlemeyi sever, liberal ve politik bir kişidir.

E-posta adresiniz gösterilmeyecek. Gerekli alanlar * ile işaretlidir.

*